Türkevi'ndeki kabul salonunda yapılan törende, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, New York Başkonsolosu Büyükelçi Muhittin Ahmet Hazal, ABD İç Güvenlik Bakanlığı, Manhattan Bölge Savcılığı yetkilileri ve THY New York Müdürü Emre İsmailoğlu ile Türk ve Amerikalı basın mensupları hazır bulundu.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Yazgı konuşmasında, eserlerin ele geçirilmesinde Türk kurumlarıyla işbirliği yapan Manhattan Bölge Savcılığı ve ekibine teşekkür ederken, iadesi sağlanan 14 eser arasında dünya arkeoloji literatüründe önemli yere sahip olan, Burdur'un Gölhisar ilçesindeki Boubon Antik Kenti kökenli 1 bronz heykel ve 2 bronz heykel başının bulunduğunu belirtti.
Kültür varlıklarının ait olduğu ülkelere iadesinin, sadece tarihi ve estetik objelerin ilgili ülkelere geri verilmesinden ibaret olmadığının altını çizen Yazgı, "Yapılan iade çalışmalarının insanlığın evrensel kültürüne sunduğu katkının zaman içerisinde daha iyi anlaşılacağını umuyorum." dedi.
"Kültürel miras, farklılıklarımızı kutlamanın ve kucaklamanın yanı sıra saygıyı korumanın da tek yoludur." diyen Yazgı, eser kaçakçılığı yapanlara, "asla kaçış yok" sözleriyle mesaj verdi.
Yazgı, iade edilen eserler arasındaki en büyük parçayı oluşturan "giyimli bronz kadın heykelinin" ilk defa gün yüzüne çıkarıldığını dile getirerek, bu süreçte Amerikalı görevlilerin, ABD'deki Türk misyonlarının ve THY yetkililerinin verdiği desteğin önemini vurguladı.
Kaçırılan eserlerin tespiti yıllar sürebiliyor
Yakın zaman önce New York'ta göreve başlayan Başkonsolos Muhittin Ahmet Hazal da tarihi eserlerin iade edildiği bir devir teslim törenine ilk defa katıldığını ve "çok etkilendiğini" söyledi.
Hazal, törendeki konuşmasında, ele geçirilen eserlerin Türkiye'ye ait olmakla birlikte "diğer coğrafyalarda yaşayan tüm insanlığın ortak tarihi olduğunu", isteyen herkesin Türkiye'ye gelip sergileneceği müzelerde görebileceğini anlattı.
Manhattan Bölge Savcılığı yetkililerine iade sürecindeki yardımlarından dolayı teşekkür eden Hazal, "Bu tarihi eserlerin Türkiye'ye teslim edilmesi için çok özveriyle çalışmış, çok motive olmuşsunuz. Çok etkilendim, bunun için sizi selamlıyor ve tebrik ediyorum." diye konuştu.
Manhattan Bölge Savcılığı Eski Eserler Kaçakçılığı Birimi Şefi Matthew Bogdanos ise tarihi eserlerin ortak bir kültürel mirası temsil ettiğini, bununla birlikte "çıkarıldıkları yere ait olduklarını ve oraya iade edilmeleri gerektiğini" ifade etti.
Onlarca yıl boyunca koleksiyoncuların bir kısmının, "kanunun kendileri için geçerli olmadığını düşündüğünü" aktaran Bogdanos, "Artık zaman, doğruyu yapmanın zamanı." diyerek, bundan sonra da kaçırılan tarihi eserleri ait oldukları yere teslim etmek için çalışacağına söz verdi.