Ormanlık ve kayalık bir tepeye kurulu olan Çebiş kalesi, asırlar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Yapımının tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, Roma döneminde IV. yüzyılda inşa edildiği tahmin ediliyor. Bizans döneminde güçlendirilerek Osmanlı döneminde son halini aldı. Önemli bir geçit noktasını kontrol etmek amacıyla yapılan kale, yaklaşık 200 metre yükseklikten Körsulu Vadisi’ne hâkim bir konumda yer alıyor. Çebiş Kalesi'nin bulunduğu alan, stratejik açıdan büyük önem taşıyor. Yaklaşık 1 kilometre kuzeyinde yer alan Hisar Kalesi ile birbirini görecek şekilde inşa edilen kale, bölgenin savunması için kritik bir görev üstlenmişti. Nehirler ve vadilerle çevrili olan yapı, su ihtiyacını ise Karasu Çayı’ndan karşıladı.
MEMLÛK SEFERLERİ VE KALENİN EL DEĞİŞTİRMESİ
1270 yılında Memlûk Sultanı Baybars’ın, Ermenilere karşı düzenlediği seferde birçok kale gibi Çebiş Kalesi’nin de ele geçirildiği tahmin ediliyor. Bölgedeki Ceyhan ve Karasu nehirleri civarındaki kalelerle birlikte Memlûklular’ın hâkimiyetine giren yapı, yıllar içinde kaderine terk edildi.
ZAMANA DİRENİYOR
Kale surlarının büyük bir bölümü yıkık, giriş kapısı tamamen ortadan kalkmış durumda. Ancak, güneydoğu köşesinde yer alan dairesel burç ayakta kalmayı başarsa da, iç kısımdaki ahşap katlar ve duvar korkulukları günümüze ulaşamadı. Ayrıca, su sarnıçları ve iç mekânlar büyük ölçüde tahrip halde, yapının iç kısmı ise ağaçlarla kaplı şekilde bulunuyor. Tarihî miras açısından büyük öneme sahip olan Çebiş Kalesi’nin korunması ve turizme kazandırılması için yetkililerin harekete geçmesi bekleniyor. Bölgenin tarihî ve kültürel zenginliği göz önüne alındığında, kalenin restore edilerek gelecek nesillere aktarılması büyük önem taşıyor. Andırın’ın yüksek tepelerinde sessizce zamana direnen Çebiş Kalesi, geçmişin görkemini yansıtmaya devam etse de eğer önlem alınmazsa tarihin tozlu sayfalarına karışma riskiyle karşı karşıya.
