Kahramanmaraş’ın Alameşe Mahallesi'nde, gözlerden uzak bir tepede yükselen Yılan Kalesi, bölgenin yüzyıllar süren stratejik mücadelesinin sessiz tanığı olarak zamana direniyor. Kalenin inşa tarihi tam olarak bilinmese de, kökeninin Roma İmparatorluğu dönemine, 4. yüzyıla dayandığı düşünülüyor. 395 yılından 11. yüzyılın sonlarına kadar Bizans hâkimiyeti altında kalan kale, esas formunu bu dönemde kazanarak, Osmanlılar zamanında ise bugünkü görünümüne kavuştu. Keşiş Çayı'nın suladığı geniş ovaya hâkim bir kayalık üzerine kurulan Yılan Kalesi, komşusu Alameşe Kalesi ile birlikte bölgenin en önemli savunma noktalarından birini oluşturuyordu. Yaklaşık 100 metre yükseklikteki tepeye kurulan yapı, konumunun verdiği doğal korunaklılıkla hem gözetleme hem de savunma amacıyla kullanıldı. Kalenin bulunduğu tepenin güney eteğinden akan Hacı Aliler Deresi ise, tarih boyunca yapının su ihtiyacını karşılayan doğal kaynak oldu.
TAŞLARA KAZINAN BİR TARİH
Bugün büyük oranda yıkık halde olan Yılan Kalesi, ağaçlarla kaplanan yapısı nedeniyle uzaktan bakıldığında adeta doğaya karışmış gibi görünse de, sur kalıntıları ve temel izleri yapının ihtişamlı geçmişine dair ipuçları veriyor. Oval bir plana sahip olan ve kuzey-güney doğrultusunda uzanan kale, yaklaşık 34 metre eninde, 65 metre boyutlarında bulunuyor. İnşasında çevredeki kayalıklardan çıkarılan kaba yonu taşlar ve kireç harcı kullanıldığı anlaşılıyor. Kalede bulunan su sarnıcı ve odalar büyük ölçüde tahrip olmuş durumda; ancak yine de bazı duvar parçaları hâlâ ayakta. Andırın’ın kayıp tarihiyle bütünleşen Yılan Kalesi, hem arkeoloji meraklılarına hem de tarih tutkunlarına, geçmişin sisleri arasından gizemli bir yolculuk vadediyor.