Kahramanmaraş ve Türkiye gündemine dair sık sık sosyal medya hesabından paylaşımlar yapan MHP 27. Dönem Kahramanmaraş Milletvekili Prof. Dr. Sefer Aycan, BBN Türk kanalında yayınlanan ve moderatörlüğünü Nisa Nur Çaydan’ın yaptığı ‘Son Durum’ programının canlı yayın konuğu oldu. Asrın felaketinin merkez üssü Kahramanmaraş’ta depremden sonra yaşanan sorunlara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Aycan, yapılacak olan konutlar için hazine arazisi olması, fay hattından uzak olması ve sağlam zemin olması gibi kriterleri olduğunu belirterek, bina yapım çalışmalarının yavaş ilerlediğini söyledi.
İNSANLAR KENDİ SAĞLAM EVİNE BİLE GİREMİYORLAR
Prof. Dr. Sefer Aycan, “İnsanımız bir belirsizlik yaşıyor. Normalleşmek kolay değil. Bir günde olacak şeyler değil. Hatta bir yılda da bir iki yılda da olmayacak gibi gözüküyor. O yüzden bir moralsizlik var. Yıkılan binaların enkazı kaldırılmış ama ağır hasarlı denilen ve yıkılması gereken binalar var. Onlar hala duruyor. O kötü bir görüntü ve bir korku var. Mesela yanı başında ağır hasarlı bina var. İnsanlar diğer apartmana geçemiyor. Yıkılır korkusuyla. Ya da mesela yaslanmış yatmış binalar var. Onların kaldırılması gerekiyor. O yüzden insanlar kendi sağlam evine bile giremiyorlar. Hala da biliyorsunuz depremler oluyor. En son Adana'daki 5.5 şiddetindeki depremle yine insanlar çok korktu. Özellikle çok katlı binalara girmede büyük bir korku yaşanıyor. Maalesef hırsızlıklar oldu zaten. Çok ilginç yani bir takım önlemler alınmaya çalışıldı ama çok başarılı olunmadı diye düşünüyorum. Bu hırsızlar nasıl organize oluyor anlayamadım? Evden televizyonu buzdolabına kadar götüren hırsızlar var. Yani öyle sadece hafif ama değerli eşyaları alma değil. Büyük eşyaları da alıp götürmüşler. Evleri talan etmişler. Böyle bir durum var. Bir de ayrı bir sıkıntı da şöyle. Orta hasarlı bina var. Orada bir belirsizlik yaşandı. Başta tüm binalar yıkılacak denildi. Orta hasarlılar da yıkılacak denildi. İnsanlar değerlendirmek için bu binaların, pencerelerini, kapılarını kendileri söktüler. Şimdi orta hasarlı binalar tekrar yapılabilir, oturulabilir izinleri veriliyor. Bu sefer yıktıkları yanlarına zarar olarak kaldı. İnsanlar kendi evlerinin pencerelerini kapılarını söktüler. Şimdi o evlerin tekrar yapılmasına izin veriliyor. Onarılmasına izin veriliyor. Böyle bir belirsizlik var.
ALTYAPIDA ÇOK CİDDİ SIKINTILAR VAR
Yeni bina yapılmasında çok yavaşlık var. Özellikle Maraş merkezde yavaş gidiyor. Bu da bir umutsuzluğa sebep oluyor. Çünkü merkezde 110 bin konut yapılması planlanıyor. Fakat bu rakamların çok çok gerisindeyiz. Şöyle bir şey aranıyor. Katılıyorum doğru da yaklaşım. Hazine arazisi olsun. Fay hattından uzak olsun. Sağlam zemin olsun gibi arayışlar var. Tabii bu kriterleri taşıyan Maraş'ta çok yer bulunamadı. Onun için de Maraş merkezde özellikle Dulkadiroğlu ve Onikişubat ilçeleri merkez ilçelerde bu tür yeniden yapılanma çalışmaları çok daha kapsamda kaldı. Onun için insanlar moralsiz. Tabii konteyner kentler yapıldı. Ama konteynerde kalmak hakikaten çok zor. Bu sefer de sıcaktan dolayı kalmak zor. Maraş'ta ortalama sıcaklık 40 derece ve bu sıcaklık içerisinde konteynerde kalmak hakikaten çok kolay değil. Bir de gelecekle ilgili kaygılar var. Ne olacak? Beklentileri var. Konut yapımında özellikle Maraş merkezde ciddi bir eksiklik var. Yıkılan yerlerin birçoğu iş yerleri. Bu yerlere iş yerleri yapılmak için alelade konteynerlar konulmuş. Bazı yerler güzel yapılmış. Çarşı havası var. Küçük yerler bunlar. Şimdi vatandaşın bin metrekare mağazası var. Buna şimdi 30 metrekare yer veriyorsunuz. 30 metrekarede nasıl olacak? Bir de çok iptidai konulmuş. Yani yol boyu konteynerler iş yerleri dizilmiş. Yani böyle bir sıcaklık yok. Bir düzen yok. Bir çarşı havası yok. O da çok moralleri bozuyor. İş yerleri açılamadı, fabrikaların onarılması gerekiyor. Yıkılan yerler var. Bunlar açılmadığı için işçilerini kaybetti. Ciddi bir üretim kaybı da var. Kahramanmaraş tarım şehri olduğu kadar, sanayi şehri aynı zamanda. Merkezde bin kadar fabrika vardı. Bu fabrikalar hala aktif olarak çalışamıyor. Tamiratları sürüyor. Onun için ekonomik olarak çok ciddi bir kayıp var. Çok ciddi bir göç verdi. O yüzden sokaklar çok kötü. Yollar çok kötü. Altyapıda çok ciddi sıkıntılar var. İnsanların yaşam standartları çok düştü. Yıkılan yerler özellikle Trabzon Caddesi ve Azerbaycan Caddesi şehrimizin merkeziydi. Büyük mağazaların, iş yerlerinin olduğu yerler buralardı. Buralar yıkıldı. Kapalı Çarşı ve Ulu Caminin bulunduğu kısımdaki yerler açık.
KİRALAR ÇOK YÜKSELDİ
Fırsatçılıklar çok fazla. Çok ciddi bir şekilde kirlilikler oluşmaya başlamış. Özellikle tezgâhlarda satışlar var. Birileri gelmiş tezgâh açmış. İnsanların mağazalarının önünde tezgâhlar var. Belki de göz yumuluyor ama bu da ayrı bir kötü görüntü veriyor. Çok ciddi bir şekilde bina ve iş yeri sıkıntısı var. Kiralar çok yükseldi. Hem de konut sayısı çok yetersiz. İş yerleri yetersiz olduğu için iş yeri açmak ve taşımak isteyenler ya uygun yer bulamıyor ya da çok fahiş fiyatlarla karşılaşabiliyor. Bu da yeni iş yerlerinin açılmasını zorlaştırıyor. Her ne kadar olursa olsun eski canlılık yok. Eski alışveriş yok. Bu kiraları karşılamak da hakikaten zor. Onun için çok ciddi bir şekilde Maraş'ta hem konut yapılması hem de iş yerleri, mağazaların açılması lazım. Bunun için özellikle hükümetimiz, yeni bir karar verdi. Yerinde yapılanma, yerinde yeniden yapılanma yaklaşımını destekliyorum. Zemini uygun olan yere mutlaka yerinde, yeniden yapılanmaya izin vermek lazım. Hem ekonomik olacaktır, hem de daha hızlı bir şekilde şehrin ayağa kalkmasını sağlayacaktır diye düşünüyorum. Buna hız vermemiz gerekiyor. Bu işler biraz yavaş gidiyor. Zemin etütleri yapılıyor deniliyor. Yeni projeler yapılıyor. Yeni imar planı yapılıyor deniyor. Buna biraz hız verilmesi gerekiyor. Çok hızlı bir şekilde yeniden yerinde yapılanmaya başlamamız gerekir diye düşünüyorum.
KONTEYNIRLARDAKİ ESAS SORUN SICAKLIK
Çadırda kalanların sayısı azaldı. Konteynerlerde kalanların sayısı arttı. Konteynerlerin altyapısı daha düzgün. Çadırlar belki de çok uygun olmayan yerlere de yapılmıştı. Çok da altyapı sorunları vardı. Konteynırların su bağlantısı, kanalizasyon bağlantısı daha düzenli. O yönden daha hijyenik. Konteynırlardaki esas sorun sıcaklık. Zaten bunlar sacdan yapılıyor. O güneşin altında 40 derecelerde içerideki sıcaklık çok daha artıyor. Klimalar takıldı konteynırlara ama yine de önemli bir şekilde tabii ki sıcaklık sorunu var. Şimdi en önemli sorun konteyner değil herkes için bu sıcak ortamda güneş çarpması sorunu var. Sadece konteynırlarda kalan depremzedeler için değil herkes için geçerli bir kural. Mümkün olduğu kadar öğlen saatlerinde 12:00 ila 18:00 arasında dışarıda olmamak gerekiyor. Bölgeye yapılan yardımlar ilk zamanlardaki gibi değil. Yaz aylarında en çok beklenen zaten su ve gıdalarla bulaşan hastalıklardan korkarız. Mutlaka dışarıda hiçbir şekilde gıda kalmaması lazım. Dışarıda kalmış bir gıdayı hiçbir şekilde kullanmayalım. Mümkünse kaynağını bilmediğimiz şüpheli suları içmeyelim. Yazın en çok suyla bulaşan hastalıklar görülüyor. Mutlaka mümkünse kapalı sular, ambalajlı suları kullanalım. Sudan emin değilsek mutlaka kaynatıp soğutup içelim. En çok korktuğumuz, en çok beklediğimiz ruhsal sorunlar var. Ruhsal sorunlar sadece çocukların sorunu değil aynı zamanda yetişkinlerin de sorunu var. Çocuklar bir şekilde oyalanıyor. Oyunla bir şekilde oyalanıp o korkuları yenmesi sağlanabilir. Ama yetişkinler için çok daha aslında psikolojik desteğe ihtiyaç vardır.
VATANDAŞI SUÇLAMAK ÇOK SEVİYESİZ BİR DAVRANIŞ OLMUŞTUR
Hiçbir siyasetçinin böyle akıl dışı yorumlar yapmaması gerekir. Verdikleri yaptıkları hizmeti başa kakmak, ona karşı hala Cumhur İttifakını destekliyorlar diye oradaki insanlara sitem etmek çok yakışıksız davranışlar. Sadece siyasilerden değil bazı vatandaşlardan da duydum. Yaptığı yardımı başa kakan olsun. Bunlar çok hadsiz, edepsiz laflar. Demek ki size güvenmedi. Siz inandırıcı gelmediniz. Burada siyaset yapmak istemiyorum ama özellikle yaptıkları ittifakın güven vermediğini, böyle 7 parçalı, 9 parçalı, 10 parçalı, kaç parçalı olduğu belli olmaya her, destekleyene, Cumhurbaşkanı Yardımcılığı ve Bakanlık veren bir yaklaşımla insanlara aslında tersine güvensizlik gösterdiniz. İnsanlar sizin bu ülkeyi yönetebileceğinize inanmadı. Onun için size oy vermedi diye bakın. Yani bu şartlarda bu kadar salgın olmuş, ekonomik sorunlar var, deprem var, savaş var, her şey var. Ama tüm olumsuzluklara rağmen eğer Türkiye'de muhalefet seçimi kazanamıyorsa o zaman sorunu kendisinde araması gerekiyor. Niye bu insanlar bize güvenmiyor? Hala Cumhur İttifakı'na oy veriyor diye dönüp kendilerine bakması lazım. Bunu kendilerinde araması gerekirken vatandaşı suçlamak çok seviyesiz bir davranış olmuştur. Hadsiz bir davranış olmuştur. Zaten millet buna çok aldırış etmedi. İkinci turda da yine de oyunu tekrar vererek de Cumhur İttifakı'na desteğini gösterdi. Türkiye'deki her insan dağda bayırda yaşayan insanlar bile her şeyden haberdar. Herkes her şeye ulaşıyor. Herkes görüyor. İnternet her yerde var. İnsanlar cep telefonundan tüm Türkiye'de olanları dünyada olanları da takip ediyor. Bir de seçim çalışmaları sırasında bunu gördük. Vatandaş biz diyor her şeyden haberdarız diyor. İşte yardımları başa kakan insanlar için de halkımız hakikaten çok tepki gösterdi. Dedi ki IBAN'larını göndersinler. Kaç lira yardım ettiyse iade edelim.
YENİ EĞİTİM DÖNEMİNDE ÇOK DAHA FAZLA DERSLİK İHTİYACIMIZ VAR
Devletimiz güçlüdür. Her türlü yaralımızı devletimizi saracaktır. Birlikte saracağız, bugünlerde geçecek. Zaten millet olmak böyle bir şeydir. Birçok sıkıntının üstesinden geldik. Yenisini yapacağız. En iyisini yapacağız. Tekrar fabrikalarımız çalışacak. İş yerlerimiz çalışacak. Şehirlerimiz eski havasına mutlaka gelecek. Ama tabii ki bir an önce olsun istiyoruz. Bu süreç uzamasın istiyoruz. Bunun için zaten kendi kaynaklarımızla biz bunu yaparız. Yeter ki organize olalım. Bugün Maraş'ta ciddi bir okul ihtiyacı var. Derslik sorunu var. Depremden önce de bu sorunumuz vardı. Depremle birlikte yıkılan okul binalarımızı da dikkate alarak çok hızlı bir şekilde yaz dönemini değerlendirmek gerekiyor. Yeni eğitim dönemi işte Eylül ayında başlayacak. Buna mutlaka yeni derslikler yapmamız lazım. Bizim hem konuta ihtiyacımız var hem de iş yerine var. Bunun yanında okula da ihtiyacımız var. Sağlık kuruluşlarına da ihtiyacımız var. Yeni hastanelere ihtiyacımız var. Özellikle Maraş merkezinde bunlara ihtiyacımız var. Kalıcı binalar, kalıcı okullar yapılana kadar da bunu konteynerlerde ya da prefabrik okullar yaparak mutlaka gidermemiz lazım. Yeni eğitim döneminde çok daha fazla derslik ihtiyacımız var. Bunun da bir an önce çözülmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben köy okullarının da tekrar açılması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Haber: Emrah Özdemir