6 Şubat'ta Kahramanmaraş'ı sarsan depremlerin ardından, kentin birçok bölgesinde uygun olmayan alanlar ortaya çıktı. Peki, bu uygun olmayan alan nedir? Doğal afet tehlikeleri, jeoteknik problemler, yasal engeller gibi sorunları olan veya teknik ve ekonomik olarak önlem alınması uygun olmayan yerlerdir. Ancak bu belirlenme süreci, birçok vatandaşın kafasında soru işaretlerine neden oldu. Ne yazık ki, şeffaf olmayan bir süreç, insanların güvenini sarsmakta. Kahramanmaraşlılar, depremler sonrası yaşadıkları belirsizlik ve endişeyle birlikte, uygun olmayan alanların neye göre belirlendiğini merak etmekte.

***

Yapılan araştırmada, 6 Şubat depremleri sonrası kentte fay hatlarını tespit anlamında herhangi bir çalışma yapılmadığı, yapılan çalışmaların 2011’de Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün (MTA) yayınladığı fay hattı haritası ve Onikişubat Belediyesi ile Sütçü İmam Üniversitesi Deprem Araştırma ve Risk Yönetimi Merkezi Müdürü Alican Kop’un 2018’de yaptığı arazi çalışmaları baz alınarak, yeni yapılmış gibi rapor sunulduğu ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinesinde, Kahramanmaraş’ın merkezini kapsayan yeni bir fay hattı belirleme çalışmaları yapılması kararlaştırılmış, Kahramanmaraş’tan geçen fay hatlarını belirlemek ve uygun olmayan alanların tespiti için Türkiye’nin önemli bilim adamlarından olan Paleosismoloji Uzmanı Dr. Ramazan Demirtaş, ekibiyle birlikte kente gelerek çalışma yürütmüştü. Yapılan çalışmalar doğrultusunda 11 kazı hendek, 117 noktadan gözlem arazi çalışması yapıldı.

***

 Evet, bu çalışmanın üzerinden 5 ay geçti. Birçok vatandaş, Ramazan Demirtaş'ın yaptığı çalışmayı önemli bir adım olarak görmekte ve sonuçlarının bir an önce açıklanmasını beklemektedir. Ancak, bakanlığın bu raporu onaylamaması ve herhangi bir açıklama yapmaması, insanların daha da endişelenmesine neden olmaktadır.

***

Özellikle, uygun olmayan alan ilan edilen yerler arasında bir otel ve bir hastanenin bulunması durumu daha da vahim hale getirmektedir. Bu hastaneye ruhsat verilmeye çalışılması ise ayrı bir çelişkiyi ortaya koymaktadır. Binlerce vatandaşın suçu ne olabilir ki? Kuşkusuz, bu süreçte sorumluluk sadece vatandaşlara değil, aynı zamanda yetkililere de düşmektedir. Şeffaf bir süreç yürütülmediği sürece, toplumun güvenini kazanmak ve depremlere karşı etkin bir şekilde önlem almak mümkün olmayacak. Yetkililerin, vatandaşların güvenliğini en üst düzeyde tutarak, açık ve net bir şekilde hareket etmeleri gerekmektedir. Kahramanmaraş'ta yaşanan bu durum, sadece bir bölgenin sorunu değil, tüm ülkenin birlikte çözmesi gereken bir meseledir.