Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında şu ifadelere yer verdi;

“Güven ve dayanışma içerikli bir temayla toplanan 78’inci Genel Kurul’un tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Dünyamızın geleceği konusunda geçtiğimiz yıl burada yaptığımız değerlendirmelere kıyasla daha iyimser bir tablo çizmek maalesef mümkün değildir. Karşımızdaki fotoğraf, küresel ölçekte giderek daha fazla daha karmaşık, daha tehlikeli sınamalarla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Kendi ülkemin güneyinde, kuzeyinde, doğusunda ve batısında pek çok çatışma, savaş, insani kriz, siyasi çekişme ve sosyal gerilim yaşanıyor. Küresel ekonomik sorunlarla birleşerek sürekli büyüyen bu sınamalarla baş etmek her geçen gün daha da zorlaşıyor.

Avrupa'nın doğu sınırlarında yaşanan savaş, yol açtığı insani trajediye ilave olarak ekonomiden güvenliğe, enerjiden gıda güvenliğine her alanda ciddi sorunlar ortaya çıkardı. Suriye'yle Kuzey Afrika bölgesinde vekalet savaşlarının aracı haline dönüştüren terörizm kırılganlığı hızla artan uluslararası güvenlik iklimine onarılama zararlar veriyor. Küresel güçlerin ihtiraslarını kullanarak büyüyen terör örgütlerinin faaliyet alanları, teknolojik gelişmeler ile kötüleşen sosyo-ekonomik şartlardan da istifadeyle adeta bir salgın gibi geniş coğrafyalara yaygınlaşıyor. Yabancı karşıtlığı, ırkçılık ve İslam düşmanlığının yeni bir krize dönüşme emareleri son bir yıldır endişe verici boyutlara ulaştı. Dünyanın hangi köşesinde yaşarsak yaşayalım iklim değişikliği ve buna bağlı doğal afetler artık günlük hayatımızın bir gerçeği haline gelmiştir. Türkiye, 6 Şubat 2023 sabahı gerek büyüklüğü gerek etkilediği alan itibariyle Sayın Genel Sekreter’in ifadesiyle yüzyılın en büyük doğal afetlerinden biriyle karşı karşıya kaldı. Birleşmiş Milletler dahil uluslararası toplumun yardım çağrımıza ivedilikle verdiği cevabın samimiyetini fedakarca sergilenen çabaları ve ülkemize sağlanan cömert desteği unutmamız mümkün değildir.

50 binden fazla insanını kaybettiği 850 bin yapının kullanılamaz hale geldiği milyonlarca insanı barındıran şehirlerin adeta yerle yeksan olduğu bu kara gününde ülkemize gösterilen dostluk bizler için önemli bir teselli kaynağıdır. Dünyanın yüzü aşkın ülkesinden yardım çağrımıza destek veren tüm dostlarımıza, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.  Depremin yaralarını sarmak, şehirlerimizi bir an önce ayağa kaldırmak için çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Birkaç gün önce de güçlü tarihi bağlarımızın bulunduğu Libya, fırtına ve selin yol açtığı ağır yıkımlara ve can kayıplarına maruz kaldı. Felaketin ardından Türkiye olarak on bini aşkın insanın hayatını kaybettiği binlerce kişiden hala haber alınamadığı Libya'ya yardım için hemen harekete geçtik. İlk etapta 3 gemi ve 3 uçakla 567 personelin yanı sıra yüzlerce araçtan binlerce ton iaşe, barınma ve sıhhi malzemeden oluşan yardımları bu ülkeye gönderdik.

Sivil toplum kuruluşlarımızla kendi imkanlarıyla bölgedeki çalışmalara katılıyor. Dünyanın neresinde bir mağdur, mazlum varsa yanında yer alan bir ülke olarak Libyalı kardeşlerimizi de yalnız bırakmayacağız. Dost ve kardeş ülkelerin de Libya halkına yardım için seferber olacağına inanıyorum. Ülkemiz gibi şiddetli bir depremle sarsılan Faslı kardeşlerimize de geçmiş olsun dileklerimi buradan iletiyorum.

Yeniden Asya girişimimiz ata yurdumuz olan Asya ile ilişkilerimizi karşılıklı yarar ve ortak öncelikler temelinde daha da ileri taşıma irademizin sembolü haline gelmiştir. Güney Kafkasya'da barışın, huzurun ve iş birliğinin tesisi yolunda önümüzde tarihi bir fırsat bulunuyor. Bu fırsatı değerlendirmek için Ermenistan'la iyi komşuluk ilişkilerini ve tam normalleşmeyi hedefleyen bir süreç başlattık. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki görüşme sürecini başından beri destekledik. Ancak Ermenistan'ın bu tarihi fırsatı yeterince değerlendiremediğini görüyoruz. Ermenistan'ın başta Zengezur Koridoru’nun açılması olmak üzere verdiği sözleri yerine getirmesini bekliyoruz. Artık herkesin kabul ettiği gibi Karabağ, Azerbaycan toprağıdır. Bunun dışında bir statünün dayatılması asla kabul edilmeyecektir. Ermeniler dahil herkesin Azerbaycan topraklarında barış içinde yan yana yaşaması, öncelikli hedefimiz olmalıdır. Tek millet, iki devlet şiarıyla hareket ettiğimiz Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü korunma yönünde attığı adımları destekliyoruz.

"DHA"

Editör: Demirören Haber Ajansı