Eski uzman çavuşların atanma taleplerine rağmen olumsuz yanıtlar aldıklarını ve kazanılmış haklarının hiçe sayıldığını belirten ATAUZDER Genel Başkanı Mustafa Gündeşli ve Kadın Kolları Başkanı Kevser Şanlı, yaşadıkları zorluklarla ilgili ve çözüm beklentilerine yönelik açıklamalarda bulundular.
KAZANILMIŞ HAKLARI OLMASINA RAĞMEN ATANMA TALEPLERİNE OLUMSUZ YANIT VERİLİYOR
Atanamayan Uzmanlar Derneği Genel Başkanı Mustafa Gündeşli, yaptığı açıklamada; “3269 Sayılı Uzman Erbaş Kanununun 5’inci maddesinde “Uzman Erbaşların 14/07/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları kanununun 92’nci maddesi hükmünden yararlanabilmeleri için 2016 yılından önce 2 yıl olan hizmet yılının 2016 yılından sonra 7 hizmet yılını tamamlamış olmaları gerekir; hükmü yer alıyor. Bu kanun Devlet tarafından çıkarılmış olup; bu şartları taşıyan uzman çavuşların kazanılmış haklarıdır. Lakin hak sahibi binlerce kahraman eski uzman çavuş kazanılmış hakları olmasına rağmen kamuya atanma taleplerine olumsuz yanıt verilmektedir. Vatan ve Millet için canı pahasına görev yapan Eski Uzman Çavuşların Atanma taleplerini kurumların inisiyatifine bırakılması ve kanuni olarak var olan haklarının olmasına rağmen atama yapılmamaktadır. Bizler yaşamış olduğumuz bu kutsal toprakları korumak adına, dağlarda - 30 derecelerde görev yapan; Doğu'da, Güneydoğu'da, Suriye'de Kuzey Irak'ta canı pahasına mücadele eden kendi düğününe gidemeyen, çocuğunun doğumunu ve mezuniyetini göremeyen, annesinin, babasının cenazesine gidemeyen; bir gece ansızın gelen eski uzman çavuşlarız” sözlerini kaydetti.
ASKER VURULDUĞUNDA DEĞİL, UNUTULDUĞUNDA ÖLÜR
Atanamayan Uzmanlar Derneği Kadın Kolları Başkanı Kevser Şanlı, şu ifadeleri kullandı; “Eski uzman çavuş eşleri olarak, yaşadığımız tüm sorunları size aktaracağım. Eşlerimiz vatan için görevlerini icra ederken ailelerinden, çocuklarından ve sevdiklerinden vazgeçti. Onların en güzel zamanlarında yanlarında olamadı, onlara sarılamadı. Bir baba şefkatini ve koruma içgüdüsünü evlatlarına hissettiremedi. Bizler çocuklarımızı tek başımıza büyüttük. Onlara hem anne hem baba, yeri geldi abi ve abla olduk. Çünkü hep yalnız kaldık. Her kapı çalındığında "Acaba eşim şehit mi oldu?" endişesiyle açtık. Eşlerimiz Vatanı için Ülkenin dört bir yanında en ön safta mücadelelerini sürdürürken aslında bizlerde acıyı, endişeyi ve korkuyu yaşayarak öğrendik. Aileler olarak psikolojik sorunlarla karşı karşıya geldik. Binlerce ailenin yaşamış olduğu ve yaptıkları bu fedakarlık görmezden gelinmektedir. Bizler artık arka planda kalmak istemiyoruz. Sadece eşlerimizin devlet tarafından yazılmış ve kazanılmış olan memuriyet haklarının verilmesini talep ederek yaşadığımız onca sıkıntının giderilmesini talep ediyoruz. Bu nedenle diyoruz ki; Bizim meselemiz siyaset üstü vicdan meselesi olup devletimizin bizlere sahip çıkmasını bekliyoruz. Eski uzman çavuşlar kaderlerine terkedilerek birilerinin insafına bırakılmak istemiyorlar. Bizler yeterince bedel ödedik daha fazla bedel ödemek istemiyoruz. Asker vurulduğunda değil, unutulduğunda ölür.”