Göksun ilçesinde yer alan kale, gün batımında taşlarına yansıyan kızıl tonlar nedeniyle "Kızıl Kale" adı alıyor. Günümüze sadece bir kısmı ulaşan kale, Roma döneminde 4. yüzyılda inşa edilerek tarih sahnesine çıkıyor. Daha sonra Bizans İmparatorluğu döneminde şekil alan yapı, Osmanlı döneminde ise son halini alıyor. Göksun Ovası'na hâkim sarp bir tepenin üzerine kurulan yapı, etkileyici görüntüsüyle ziyaretçilerin ilgisini çekmeye de devam ediyor.
VADİ VE GEÇİTLERİN KONTROLÜNÜ SAĞLAYAN KALE
Yaklaşık 150 metre yükseklikte inşa edilen Kızıl Kale, Göksun’dan Maraş ve Çukurova’ya uzanan yolların kavşak noktasında bulunuyor. Roma ve Bizans dönemlerinde bölgedeki vadi ve geçitlerin kontrolünü sağlayan kale, hem askeri hem de ticari anlamda büyük önem taşıyor. Göksun, bu yolların geçtiği önemli bir konaklama merkezi olarak tarihteki yerini koruyor.
TARİHİN İZLERİNİ TAŞIYAN BİR YAPI
Yaklaşık 22 x 82 metre boyutlarında olan kale, araziye uyumlu oval bir plana sahip. İnşasında kireç harçlı taşlar ve ince işçilikle öne çıkan malzemeler kullanılarak yapıldığı görülüyor. Günümüze yalnızca güney cephesindeki burç kalıntıları ve bazı sur duvarları ulaşabiliyor. Çevresinde bulunan hamam kalıntıları ve kaya mezarları, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinden izler taşıyor. Kızıl Kale, Göksun’un tarihî ve kültürel mirasını yansıtan önemli bir eser olarak önemini korumaya devam ediyor. Heybetli yapısı ve konumuyla tarihe ışık tutan kale, bölgenin geçmişine tanıklık eden önemli bir merkez olarak dikkat çekiyor.