Edebiyat dünyasından bir yıldız kaydı.’ Gülün Adı’ yetim kaldı. İtalyan yazar Umberto Eco çağın hastalığına yenik düşerek hayata veda etti.5 Ocak 1932 yılında İtalya’da doğan yazar,1954 yılında 22 yaşındayken Torino Üniversitesi'nde doktora derecesi yaptı.1971 yılından beri Bologna Üniversitesi'nde profesör olarak çalışmaktaydı.
Gençliğinde babasının isteği üzerine hukuk öğrenimine başlamış, ama bu alanda vakit geçirmek istemediğini fark ederek ortaçağ felsefesi ve edebiyatı bölümlerine geçiş yapmış olan yazar. Felsefî konulara eğildikçe Katolik inancından uzaklaşmıştır, kitaplarında karakterler aracılığıyla kilise kurumunu bariz bir şekilde eleştirir… Eleştiri yönünü Müslümanlara da yönelttiği olmuştur. Bu olumsuz yönü dışında farklı bir üslubu, yazım tarzı olan yazarlardandır. Kitaplarında tarihi ve polisiyeyi harmanlamayı sever, tarihin gizemine daha bir merak duymanıza sebep olur. Bu nedenle olumsuz yönlerine rağmen kitapları dikkatle ve keyifle okunur. Eco, Ortaçağı anlatır, sevdirir. Manastırları anlatır, merak ettirir. İkinci dünya savaşı İtalya’sını, sonrasını anlatır.
‘Gülün Adı’ romanıyla dünya çapında ün kazanan yazar aynı zamanda bir bilim adamı… Ortaçağ uzmanı… Ortaçağ üzerine derin araştırmalar yapmış biri…20. Yüzyılın en önemli düşünce adamlarından biri.
‘Gülün Adı’ ortaçağda geçen, Hristiyanlık düşüncesini tartışan tarihsel bir roman, bir anlamda da ustaca kurulmuş polisiye ve sürükleyici bir öykü.1980 yılında sinemaya aktarıldı.
Baudolino adlı eserinde de Bizans ve IV. Haçlı Seferi hakkındaki bilgiler, sürükleyicidir. İstanbul'a geniş yeɾ ayırdığı bu eserini yayınlamadan kısa bir süre önce 1998 yılında İstanbul'u ilk kez ziyaret etti.