8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında Kahramanmaraş Barosu’nda gerçekleştirilen basın toplantısında, geçtiğimiz Aralık ayında yapılan Kadın Hakları Çalıştayı’nın sonuçları açıklandı. Kadın hakları konusunda kapsamlı bir değerlendirme sunan çalıştayda, kadına yönelik şiddetle mücadelede infaz yasasında yapılması gereken düzenlemeler, kadınların iş hayatında, siyasette ve girişimcilikte karşılaştıkları engeller, hukuki süreçlerde yaşanan aksaklıklar ve karar mekanizmalarındaki temsiliyet oranı tartışıldı. Basın toplantısına; Kahramanmaraş Kadın Platformu Başkanı Zeynep Arıkan, Türk Kadınlar Birliği Kahramanmaraş Şube Başkanı Tuna Meşe, Kahramanmaraş Baro Başkan Yardımcısı Av. Şeyma Arslantürk ile birlikte çok sayıda platform üyesi katılım sağladı. Çalıştayın raporunun, önümüzdeki dönemde milletvekillerine ve TBMM’deki siyasi partilerin kadın politikaları başkanlarına sunulacağı ifade edildi.
KADINLARIN SORUNLARINI SADECE KONUŞMAK İÇİN DEĞİL, ÇÖZMEK İÇİN BURADAYIZ
Kadınların toplumsal, ekonomik, kültürel ve siyasi alandaki mücadelesine dikkat çekmek, şiddete, ayrımcılığa ve adaletsizliğe karşı güçlü bir ses yükseltmek istediklerini belirten Kahramanmaraş Kadın Platformu Başkanı Zeynep Arıkan; “Burada, geçtiğimiz Aralık ayında gerçekleştirdiğimiz Kadın Çalıştayı’nın sonuç raporunu sizlerle paylaşmak için toplandık. Çünkü Kahramanmaraş’taki kadınların sesi duyulsun istiyoruz. Bu çalıştay, şehrimizde bugüne kadar yapılan en kapsamlı çalışmalardan biri oldu. Her kesimden, her görüşten katılımcılarla kadının toplumdaki yerini, karşılaştığı zorlukları ve çözüm yollarını konuştuk. Kahramanmaraş Barosu ev sahipliğinde, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Kadın Araştırmaları Merkezi Müdürlüğü, Kahramanmaraş Kadın Platformu, Kahramanmaraş Barosu Kadın Hakları Komisyonu, Siyasi partilerin kadın kolları başkanları ve temsilcileri, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, Emniyet Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü, Sağlık Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı ve ŞÖNİM yetkilileri çalıştayımıza katıldı. Hep birlikte şu dört temel konuyu ele aldık: kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın önlenmesi için yasa tasarısı önerileri, eğitimde kadının rolü, göç ve kadın, karar mekanizmalarında ve temsiliyette kadın. Bu çalıştayla, kadınların karşılaştığı sorunlara somut çözümler üretmek ve bir yol haritası oluşturmak için önemli bir adım attık. Hazırladığımız birazdan sizlere sunacağımız raporumuzu Ramazan ayı sonrasında milletvekillerine ve TBMM’deki siyasi partilerin kadın politikaları başkanlarına sunacağız. Çünkü biz kadınların sorunlarını sadece konuşmak için değil, çözmek için buradayız.
KADINLAR İŞ HAYATINDA, SİYASETTE VE GİRİŞİMCİLİKTE NEREDE?
Girişimcilikte dünya ortalamasının altındayız! Türkiye’de kadın girişimcilerin oranı sadece yüzde 12 iken, dünya ortalaması yüzde 34. Kadınların iş gücüne katılımı, erkeklerin yarısından bile az. Siyasette temsil oranı hâlâ çok düşük. TBMM’deki 600 milletvekilinin sadece 121’i kadın. Yerel yönetimlerde de durum farklı değil. Kadın temsiliyet oranı yüzde 20’nin altında. Bu rakamlar bize ne anlatıyor biliyor musunuz? Kadınlar iş hayatında, siyasette ve ekonomide hak ettiği yerde değil. Ve biz, bu durumu değiştirmek zorundayız. Ve Kadın cinayetleri ve şiddet: bitmek bilmeyen acı bir gerçek maalesef 2024 yılında 411 kadın öldürüldü. Bunun 117’si şüpheli ölüm. 2023 yılında 315 kadın cinayeti işlendi. Bunların 248’i şüpheli ölüm olarak kaydedildi. Ve daha acısı ne biliyor musunuz? Bu sayılar eksik. Çünkü kadına ve çocuğa yönelik şiddet, istismar ve tecavüz vakaları tam olarak raporlanmıyor. TÜİK verilerine göre, kadınların yüzde12’si hayatlarının bir döneminde cinsel şiddete maruz kalıyor. Çocuk istismarı davalarının sayısı 22 bin 689. Kadınların yaşamak için mücadele etmek zorunda olduğu bir dünya değil, eşit haklara sahip olduğu bir dünya istiyoruz! Kadın Hakları Değil, Kadınların İnsan Hakları. Ve her 8 Mart’ta söylediğimiz gibi; kadın hakları değil, kadınların insan hakları. Kadınların, şiddetten uzak, eşit fırsatlara sahip, haklarının güvencede olduğu bir dünyada yaşaması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Ve biz biliyoruz ki, kadınlar güçlenirse, toplum güçlenir” şeklinde konuştu.
CEZANIN İNFAZIYLA ALAKALI PROBLEMLER YAŞANIYOR
Yapılan Kadın Çalıştay’ında çeşitli konu başlıklarının yer aldığını vurgulayan ve bunlarla ilgil sonuçların bilgisini aktaran Türk Kadınlar Birliği Kahramanmaraş Şube Başkanı Tuna Meşe şunları söyledi; “Türk Ceza Kanununda ki cezalandırma sisteminde kadına yönelik kasten yaralama ve kasten öldürme suçunda kadına yönelik eylemin gerçekleştirilmesi nitelikli hal olarak yer almaktadır. Türk Ceza Kanununda açık ve net bir şekilde cezalandırılacak miktarların alt üst sınırları ve suç türü belirli olasına rağmen burada karşılaşılan sıkıntı infaz aşamasına geçilememesi, infaz aşamasına net olarak geçilemediği için bu konuda bir cezasızlık algısının mevcut olmasıdır. Bazı suç tipleri için kanun kişinin kapalı ceza infaz kurumunda kalma süresini cezanın toplam miktarının büyük çoğunluğu olarak belirlemekteyken; kadına yönelik şiddet dosyalarında kadına yönelik kasten öldürme ve kasten yaralama suçlarında böyle bir infaz düzenlemesi mevcut değildir. Bundan kaynaklı cezanın infazıyla alakalı problemler yaşanmakta Türk Ceza Kanununda kadına yönelik kasten yaralama ve kasten öldürmeye teşebbüs suçun nitelikli hali olmasına rağmen uygulamada infaz yasasında bu değişiklikler yer almadığı için infaz aşamasına net olarak geçilememektedir. Mevcut süreçte Kapalı cezaevinde bir süre kalan suçlu sonra açık cezaevine ve bunun akabinde denetimli olarak serbest bırakılmaktadır. Dolayısıyla şahıs ceza almakta ancak serbest kaldığında yine aynı eylemi çoğunlukla gerçekleştirmektedir. Uzaklaştırma kararı verilmiş dahi olsa bu kararın ihlal edildiği ve uygulamada buna mani olmanın pekte mümkün olmadığı görülmektedir.
KADINA KARŞI ŞİDDETTE İVEDİ VE HASSAS BİR SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMELİ
Şikayet sürecinde kadınların şikayet hususunda bilgilendirilmelerinin eksik ve yetersiz olması, hala toplumumuzda boşanma davası açılırken “ilk açan haksızdır” zihniyetinin yerleşmiş olması, şikayet sonrası hukuki prosedürlerin uzun zaman alması, çoğunlukla kadınların maddi imkansızlıklarının olması, baro bünyesinde Adli Yardım Komisyonu kurulmuş ve Adli Yardımdan yararlandırılmış olsa da kadınların maddi yüke girip herhangi bir şikayet süreci veya özel müdafi ile kendilerini temsil ettirebilmekten korktukları için maalesef şikayet aşamasında bir takım problemler çıkmaktadır. Bu sebeple soruşturma sürelerin daha kısa tutulmasını, kadına karşı şiddette ivedi ve hassas bir soruşturma yürütülmesini talep etmekteyiz. Mahkeme aşamasında kadın ve erkek karşı karşıya geldikleri zaman birbirlerine duydukları öfke ve şiddet dürtüleri daha çok artabilmektedir. Bu sebeple kadın ve erkeğin karşı karşıya gelmeden yargılama sürecinin yürütülmesinin daha uygun olacağını düşünmekteyiz. Kanunlarımız takdiri indirim sebebi olarak iyi hali benimsemiştir. Bu “iyi hal” kararının kadına karşı şiddet suçlarında kaldırılması gerekmektedir. İkinci olarak haksız tahrik indirimi uygulanmaktadır. Güçler arasında ki eşitsizliğin ne yazık ki en kötü yansıması haksız tahrik indirimidir. İyi hal ve haksız tahrik indirimi uygulanmasının kaldırılması ve infaz kanunu açısından denetimli serbestlik hükümlerinin, açık cezaevine çıkma koşullarının kadına karşı şiddet suçlarında ağırlaştırılması gerektiğinin altını çizerek özellikle vurguluyoruz.
KARAR MEKANİZMALARINDA VE TEMSİLİYETTE KADIN
Dünya nüfusunun yarısını kadınlar oluşturuyor. Kadınların bir anne olarak, bir eş olarak, abla, kardeş her anlamda toplumda ki varlığının önemi kaçınılmaz. Bakıldığında hukuki ve anayasal düzenlemeler olarak kağıt üzerinde eşitiz ama uygulamada gerçekten eşit miyiz? Bu gün Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakkını verilmesi ile ilgili yasal düzenlemelerin üstünden yaklaşık 90 yıl geçmiş olmasına rağmen “temsilde eşitlik” sağlanamamış, nüfusun yarısı kadınlardan oluşan Türkiye’de kadınlar mecliste, belediyelerde ve muhtarlık seçimlerinde eşit temsil hakkına halen ulaşamamışlardır. 28. Yasama Dönemi’nde 600 milletvekilinin yer aldığı mecliste 119 kadın milletvekili bulunmakla birlikte halen 31 ilin kadın vekili bulunmamaktadır. 1934 yılından bu yana siyasal haklara anayasal düzeyde sahip olan Türk kadınlarının, son seçimlerde kadın temsil oranı olumlu yönde gelişim gösterse de siyasal temsil açısından yeterli ve arzu edilen düzeyde değildir. Kadınların siyasette karşılaştığı kısıtlamaların en temelinde eril model siyaset olduğu görülmektedir. Erkek egemen siyasi yapıların ve bu yapıların ürettiği cinsiyetçi engellerin aşılması, kadınların siyasette daha fazla temsil edilmesi için kritik öneme sahiptir. Siyasette yer almayı başaran kadınlar, genellikle eril bir sistemin beklentilerine göre hareket etmeye zorlanmakta ve bu süreçte kadınsı kimliklerini bastırmak zorunda kalmaktadırlar. Bu bağlamda, kadınların siyasal temsilde daha etkin rol alabilmesi için toplumsal cinsiyet eşitliğinin sadece söylemde değil, pratikte de hayata geçirilmesi, toplumsal normların, beklentilerin ve algının değiştirilmesi gerekmektedir.
KADINLARIN SİYASAL SÜREÇLERE KATILIMINI ARTIRMAK İÇİN DE YASAL DÜZENLEMELER YAPILMALI
Eğitim düzeyi de kadınların siyasal katılımını doğrudan etkileyen bir faktördür. Eğitim, bireylerin kendilerini ifade edebilme, eleştirel düşünme ve liderlik becerilerini geliştirme açısından kritik bir rol oynamaktadır. Eğitim fırsatlarından yeterince yararlanamayan kadınlar, siyasette etkin bir şekilde yer alma konusunda kendilerini yetersiz hissedebilmektedir. Ayrıca, eğitim eksikliği, kadınların siyasal hak ve sorumluluklar konusunda yeterli bilgiye sahip olmamalarına neden olabilmekte, bu da onların siyasal katılımını olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle, kadınların siyasal alanda daha fazla temsil edilmesi için ekonomik ve eğitimle ilgili engellerin ortadan kaldırılması, bu alanlarda eşit fırsatların sağlanması büyük önem taşımaktadır. Kadınların siyasal süreçlere katılımını artırmak için de yasal düzenlemeler yapılmalı ve mevcut yasalar etkin bir şekilde uygulanmalıdır. Bu süreç, siyasi partiler tarafından da desteklenerek kadın adayların seçimlere katılımını teşvik eden politikalar oluşturulmalıdır. Kadın adayların görünürlüğünü artıracak ve onların aday olmalarını teşvik edecek kampanyalar gerçekleştirilmelidir. Kadınların siyasal temsilinin artırılması için partiler düzeyinde uygulanan kota sistemi ulusal düzeyde anayasal ve yasal hükümlerle kadınlar lehine geliştirilmelidir. Kadınların siyasal katılımının seçim kampanyalarıyla sınırlı olmadığı konusunda toplumun eğitilmesi ve bilgilendirilmesi gerekmektedir.
MEDYA, CİNSİYETÇİ KALIPLARI KIRMAYA YÖNELİK YAYINLAR YAPMALIDIR
Yerel yönetimler, kadınların siyasal katılımını teşvik eden projeleri desteklemeli ve kadınların yerel yönetimlerdeki temsiliyetini artırmalıdır. Kadın adaylar için kampanya finansmanı konusunda özel teşvikler ve destekler sağlanmalıdır. Medya aracılığıyla cinsiyet eşitliği ve kadınların siyasal katılımı konusunda farkındalık yaratıcı kampanyalar düzenlenmelidir. Medya, kadın siyasetçilerin başarılarını ve liderlik rollerini vurgulayan içerikler üretmeli ve cinsiyetçi kalıpları kırmaya yönelik yayınlar yapmalıdır. Bu yönde yapılacak düzenlemeler, kadınların siyasal temsilde karşılaştıkları engellerin aşılmasına yönelik somut adımlar atılmasına katkı sağlayacaktır. 8 Mart vesilesiyle, kadınların hayatın her alanında daha güçlü ve eşit bir şekilde yer alması Kadınların yalnızca bir gün değil, her gün hatırlanması gerektiğini bir kez daha vurgulamak isteriz. Kadınlar sevginin, şefkatin ve zarafetin en güzel temsilcileridir. Onların olduğu her yer güzelleşir. Bir toplum, kadınlarına verdiği değer kadar güçlüdür. Dünyayı güzelleştiren saygıdeğer Türk ve Dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun!"
BÜTÜN KADINLARIN 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ’NÜ KUTLUYORUM
Kahramanmaraş Baro Başkan Yardımcısı Av. Şeyma Arslantürk ise; “Bütün kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Kadınların hayatın her alanında eşit, özgür ve adil bir şekilde hayatlarını idame ettirdiği, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı, yaşam hakkının ihlal edilmediği, temsil hakkının eşit bir şekilde sunulduğu ve 8 Mart’ları kutlamaya gerek duymayacağımız nice günlere çıkmayı diliyorum” dedi.