Kahramanmaraş, zengin kültürü ve tarihine sahip birçok el sanatını bünyesinde barındırıyor. Bu sanatların başında da oymacılık geliyor. Kahramanmaraş'ın Tarihi Kapalı Çarşısı’nda faaliyet gösteren oymacılık atölyeleri, özellikle çeyiz sandıkları, takı kutuları ve diğer el oyması gibi ürünlerle ön plana çıkıyor. Ustalar, geleneksel yöntemleri kullanarak ahşap malzemeleri işleyerek estetik ve zarif eserler ortaya koyuyorlar. Ancak, son yaşanan deprem felaketi, atölyelerde büyük zarara neden oldu. Birçok atölye yıkıldı. Ustalar, atölyelerini yeniden inşa etmek ve kaybettikleri üretim kapasitesini geri kazanmak için çaba gösteriyorlar. Kahramanmaraşlı oymacıların, el oymasıyla yaptıkları ürünler Türkiye genelinde büyük bir talep görüyor ve bu sanatın yaşatılması için ustalar ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorlar.

HER GENÇ KIZIN MUTLAKA SANDIĞI OLMASI LAZIM

Kapalı Çarşı esnaflarından Orhan Kara, “Aslında oymacılık, Osmanlı'dan da daha eski. Selçuklular zamanından beri gelen bir gelenektir. Birçok yerde oymacılık var, ama yöresel olarak, kültürel olarak sadece Maraş'ta oyma sandık bulunmaktadır. Bu sandıklar çeyiz sandığı, camekân tarzı sandık, yemeni sandığı olarak da bilinir. Bunun yanı sıra, hediyeleşmeler anlamında mücevher kutuları ve takı kutularımız da imal edilir. Maraş'ta her genç kızın mutlaka bir sandığı olması gerektiğini biliyorsunuz. Olmazsa olmazlardandır, yani. Hatta kız çocukları dokuz on yaşındayken, anneler ve babalar sandıklarını önceden alırlar. Bu yaşlarda oyalı, dantelli işleri yavaş yavaş biriktirerek, sandıklarında saklamaya başlarlar.

Whatsapp Image 2023 12 28 At 16.01.45

DEPREMDEN DOLAYI ATÖLYELERİMİZDE ÇOK BÜYÜK ZAYİATLAR OLDU

Depremden bu yana biraz zorluklar çekiyoruz. Depremde çok şükür can kaybımız yok, ama atölyelerimizde çok büyük zayiatlar oldu. Atölyelerimiz yıkıldı. Atölyeler yıkılınca ustalarımız Türkiye genelindeki oymacılık olan bölgelere gittiler. Şimdi giden ustalarımızı geri toplamakta zorluk çekiyoruz. Böyle bir sorunumuz var. Bizim atölyelerimizi kurmak öyle çok kolay değil. Bazı büyük makinelerimiz var. Bunları tekrardan geri alabilmek, toparlayabilmek, bu yıkılan alanları geri ayağa kaldırabilmek ve bir atölye şekline çevirebilmek bizim gücümüzü aşan şeyler. Bundan dolayı imalatta biraz geride kaldık. Bu yüzden zorluk çekiyoruz.

İNANIYORUZ BİR GÜN TEKRARDAN ATÖLYELERİMİZİ AYAĞA KALDIRACAĞIZ

Yetkililerimiz sağ olsunlar, depremden bu yana yanımızdalardı. Depremde yıkılan çok yer var, sadece bizim atölyelerimiz değil. Öyle olsa bir günde, iki günde toparlanacak şeyler deriz, ama yıkılan o kadar yer var ki; kiminin canı gitmiş, kiminin evi gitmiş, kimi dışarıda kalmış. Yani yetkililerimiz hem bunlarla hem de bizimle uğraşmakta biraz güçlük çekiyorlar. Sonuçta kolay bir şey değil. Bir şehrin dörtte ikisi yıkıldı, yıkılmaya da devam ediyor. Bizim yaklaşık 20 atölyeden işte 14-15 tanesi yıkıldı. Geriye kalan 5-6 atölyeyle ufak tezgahta çevirmeye çalışıyoruz. Bir de dükkanlarımızda, önceden kalan ürünlerimizle idare etmeye çalışıyoruz. Bu şekilde ayakta kalmaya, çarkı döndürmeye çabalıyoruz. Ama biz inanıyoruz, bir gün tekrardan atölyelerimizi ayağa kaldıracağız. İnşallah atölyelerimiz ayağa kalkana kadar bu kültürümüz unutulmaz.

Whatsapp Image 2023 12 28 At 16.01.44

BİZİM MARAŞ OYMA SANDIKLARI TÜRKİYE'DE SEVİLEN BİR ÜRÜN

Bizim işimiz sadece Maraş’ı kapsamıyor, Türkiye geneline hitap ediyoruz. Sonuçta çeyiz sandığı kültürü birçok yerde var. Bizim Maraş oyma sandıkları da Türkiye'de sevilen ürünlerden bir tanesi. Diğer şehirlere de gönderiyorduk, ama bir deprem yaşadık. Depremden dolayı Maraş'a gelen turist sayısında azalma oldu. İşte en kısa zamanda bu yaraları sararsak, tekrardan düzenimize geri döneriz diye umut ediyoruz.

EL OYMASININ PÜF NOKTASI HER ŞEYDEN ZİYADE SABIRDIR

İşçilik olarak iki çeşit işçiliğimiz var: Biri makine oyması diye geçer, diğeri de el oyması diye geçer. Makine oyması ile 3 gün içerisinde bir sandık yapılabilir. El oyması dediğimiz ürünler, ustanın sanatkarlığına göre bir haftayla 25 gün arasında değişir. Bir de makine oymasıyla yapılan sandıklar çam ağacı, kavak ağacı gibi ağaçlara yapıldığı için daha kolaydır. El oymaları ceviz ağacına yapıldığı için cevizi oymak daha zordur. Bunun haricinde püf noktası da en başta her şeyden ziyade sabırdır. Sabrı olmayan yapamaz.

ÇOCUKLARINI KİMSE BU SEKTÖRE YAKLAŞTIRMAK İSTEMİYOR

Çıraklık için atölye ustalarımızın yeğeni olsun, yakını olsun, onlardan gelen oluyor, ama onun haricinde çırak işinde de bayağı zorluk çekiyoruz. Çünkü bizim işimizin göründüğü gibi kolay değil, tehlikeli boyutları da var. Çocuklarını kimse bu sektöre yaklaştırmak istemiyor. Bu mesleğin yok olmaması için makineleşmek, fabrikalaşmak lazım. Bizim de böyle bir imkanımız yok. Oymacılığın bizim için en değerli kısmı el oymasıyla yapılması. Bundan dolayı da elle işçiliğiyle ilerlemek zorundayız. Bizde genelde en çok tercih edilen çeyiz sandığı oluyor, ama hediyeleşme anlamında da küçük mücevherat kutularımız mevcut. Onun haricinde işte el işçiliğiyle ilerlendiği için her şeye yetişemiyoruz. Usta boyutu, çırak boyutunu çözmüş olsak çok daha farklı ürünler yapabiliriz. Televizyon üniteleri gibi, şifonyer gibi, duvar aksesuarları gibi bu tarz ürünler de yapıyoruz, ama bunların hepsine şu anda yetişecek ekibimiz de yok, elemanımız da yok” şeklinde ifadeleri kullandı.

Muhabir: MELİSA TÜRKMEN