Edik, kökeni Orta Asya Türk kültürüne dayanan ve Oğuz destanlarında dahi adı geçen bir ayakkabı modeli oluyor. Birkaç asır öncesine kadar Anadolu Türkleri tarafından yaygın olarak kullanılan bu ayakkabı, geçmiş son kırk yıla kadar Kahramanmaraş, Adana, Gaziantep ve Hatay yörelerinde popülerliğini korumaya da devam etmişti. Edik, genellikle yemenici veya köşker adı verilen zanaatkarlar tarafından yapılır. Kahramanmaraş'ta çocuklar ve erkekler için de edik üretilmekle birlikte, genel olarak kadın ayakkabısı olarak bilinir. Renkleri arasında siyah, kırmızı, sarı, yeşil ve turuncu bulunur. Ancak, kadınlar arasında en yaygın olanları sarı, kırmızı ve siyahtır. Anlatılanlara göre, genç kızlar sarı (hardal rengi), evli kadınlar şeftali (kırmızı) ve dul kadınlar siyah edik giyer. Bekar gençler kırmızı, evliler sarı, yaşlılar siyah, dul kişiler yeşil, ve hovardalar turuncu edik tercih eder.
EDİK GİYMEK OLGUNLUK VE YETİŞKİNLİK ANLAMINA GELİYOR
Edik, düz çizme veya bot şeklinde olup kısa konçlu çizme olarak tanımlanabilir. Konçları yaklaşık 40 cm uzunluğunda, ökçesiz ve uçları yukarı doğru kıvrık olur. Edik giymek, toplumsal hayatta olgunluk, liyakat ve yetişkinlik gibi anlamlar taşırdı. Çocuklar ilk defa edik giydiğinde babalarından bahşiş alır, evlenen gençlerin ediğine para konulur ve bu parayı harçlık olarak kullanırlardı. Gelinlerin muhakkak edik giymesi beklenirdi; ediksiz bir gelin düğüne katılamazdı. Maddi durumu yeterli olmayanlar ise edik kiralama yoluna giderdi.
USTALIKLA DİKİLEN EL İŞİ AYAKKABILAR
Edik, Manda veya sığır derisi alt tabanda, keçi derisi üstte, koyun derisi iç astarda, sığır veya keçi derisi iç tabanda ve oğlak derisi kenarlarda yer alır. Deriler önce suda ıslatılarak kırışıklıkları giderilir ve yumuşatılır. Daha sonra kalıplarına göre kesilir. Taban, astar ve saya denilen deri parçaları da kalıplara göre hazırlanır. Doğal deriler makine dikişi tutmadığından elde dikilir. İki iğne ile bir çift dikiş atılır ve ürünler tersinden dikilir. Dikme işlemi tamamlandığında döndür ağacıyla yüzü çevrilir. Dikilen ürünler ahşap veya plastik kalıplara giydirilir ve bir gün bekletilir. Kalıptaki ediğin kenarları muşta ile dövülerek kalıplanması sağlanır. Taban ve burun kısımlarındaki deriler dikkatlice kesilir ve kalıp üzerindeyken kök boyalarla boyanır. Süsleme yapılacaksa süslenir. Bu zahmetli süreç sonucunda günde ancak 2-3 ürün çıkabilir. Kahramanmaraş’taki üretim yerleri genellikle Köşkerler Çarşısı ve Ayakkabılar Çarşısı gibi mekanlarda yer alır.
EDİKLERİN SAĞLIK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Ediğin sağlık açısından da oldukça fazla faydaları bulunuyor. Ayaklardaki mantar ve nasır oluşumunu, ayak parmakları arasındaki pişikleri önler. Yemeninin üst tabanı ile alt tabanı arasına konulan kil, vücuttaki elektriği toprağa vererek insanı rahatlatır. Gözenekli deriden yapıldığı için teri dışarı verir ve ayakta koku yapmaz. Kahramanmaraş'ın bu eşsiz zanaatını ve kültürel mirasını yaşatmak, gelecek nesillere aktarılması açısından büyük önem taşır. Edik, sadece bir ayakkabı değil, aynı zamanda bir tarih, bir kültür ve bir yaşam tarzını anlatır.