Kahramanmaraş’ın zengin kültürü ve geleneksel el sanatları arasında özel bir yeri olan Maraş Camekanı, el işçiliğiyle hazırlanan eşsiz görünümü ve işlevsel yapısıyla geçmişten günümüze kıymetini koruyor. Genellikle ceviz ağacından oyma tekniğiyle yapılan, dört köşeli ve ayaklı formda üretilen camekânlar, yan yüzeyleri camla çevrili ve motiflerle süslenmiş özel sandıklar olarak karşımıza çıkıyor.
Maraşlı oyma ustalarının maharetli ellerinden çıkan camekan, yörede genellikle tülbentlik ya da kafes adıyla da biliniyor. Özellikle tülbentlerin, takıların ve çeyizlik aksesuarların saklandığı bu özel sandık, yeni gelinlerin çeyizlerinde mutlaka yerini alıyor.
KENTİN KÜLTÜREL KİMLİĞİNİN BİR YANSIMASI OLARAK VARLIĞINI SÜRDÜRÜYOR
Yatak odalarında kıymetli eşyaların saklandığı bu sandıklar, modern çağda çelik kasalara alternatif olarak tercih ediliyor. Kahramanmaraşlılar, atalarından miras kalan bu geleneksel eşya ile kültürlerini yaşatmaya devam ediyor. Görselliği ve anlamı ile geçmişi bugüne taşıyan Maraş Camekanı, sadece bir saklama sandığı değil; aynı zamanda Kahramanmaraş’ın kültürel kimliğinin bir yansıması olarak varlığını sürdürüyor.
PADİŞAH EŞLERİNİN ÇEYİZLERİNİN BU CAMEKANLARLA GÖNDERİLDİĞİ BİLİNİYOR
Ayak tasarımı açısından farklı çeşitleri bulunan Maraş Camekanı; kendinden çıkma ayak, sabun ayak ve kenardan giydirme ayak gibi formlarla üretiliyor. Her biri el emeğiyle şekillenen bu modeller, hem görsel zenginlik hem de dayanıklılık sunuyor.
Kökeni 15. yüzyıla, Dulkadiroğlu Beyliği dönemine kadar uzanan Maraş oymacılığı, Osmanlı döneminde saraylara kadar ulaştı. Padişah eşlerinin çeyizlerinin bu camekanlarla gönderildiği biliniyor. Bugün ise Kahramanmaraş'ın coğrafi işaret tescilli ürünlerinden biri olan camekân, tarihi ve kültürel bağlarıyla öne çıkıyor.