6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli yaşanan iki büyük deprem, sadece bu kenti değil, tüm Türkiye'yi derinden etkiledi. Yıkıcı sarsıntılar 11 ili etkilerken, binlerce insan hayatını kaybetti, on binlercesi yaralandı ve milyonlarca insan evsiz kaldı. Depremden etkilenen vatandaşlar, zor günler geçirdi; kimi sevdiklerini kaybetti, kimi ise evsiz kaldı. Kayıpların ve acıların üzerinden iki yıl geçmiş olmasına rağmen, bölgedeki pek çok insan hâlâ o günlerin etkisini hissediyor. Depremin psikolojik etkileri de göz ardı edilemeyecek kadar büyük. Depremzedeler, yaşadıkları kayıpları ve travmaları anlatırken, hâlâ gece uyuyamadıklarını ve en küçük sarsıntıda bile büyük bir korku yaşadıklarını dile getiriyor. İki yılın ardından yapılan değerlendirmelerde, halkın en büyük beklentisi dayanışma ve kalıcı çözümler olurken, yaşanan felaketin unutulmaması ve benzer durumlara karşı daha bilinçli olunması gerektiği de sık sık vurgulanıyor.
DEPREMZEDELER YENİDEN AYAĞA KALKMAYA ÇALIŞIYOR
Deprem sürecinden bu yana zorluklar yaşayan Durdu Mehmet Karasu, yaşanan acının çok büyük olduğunu belirterek, "Rabbim bir daha göstermesin. Deprem sonrası çok büyük değişiklikler oldu. Kiralar çok yükseldi, birçok insan duyarsız kaldı. Elbette yapılan güzel işler var, merkezde büyük ilerlemeler kaydedildi ancak kırsal bölgelerde hâlâ eksikler mevcut. Yıkılan yapıların yerine yenileri yapılmalı ve süreç hızlanmalı," dedi. Kapalı Çarşı esnafı Harun Korkut ise, "Esnaf olarak toparlanmaya çalışıyoruz. Devletimiz elinden geleni yapıyor ama hâlâ uzun bir yol var. İlk günlerden itibaren dükkanlarımızı açmaya çalıştık ki insanlar normalleşmeye başlasın. Ancak hâlâ her gece korkuyla uyuyoruz. En ufak bir sarsıntıda tedirgin oluyoruz," ifadelerini kullandı.
O GÜNLERİ UNUTAMIYORUM
Deprem sırasında Kahramanmaraş'ta bulunan Naciye Ateş, yaşadığı korku dolu anları şu şekilde anlattı: "Allah bir daha göstermesin, o günler gerçekten çok zordu. Misafir olarak babamla birlikte buradaydım ve iki büyük sarsıntıyı da yaşadım. Babam yaşlı olduğu için onu merdivenlerden indirmekte zorlandım. O anlar tarifsiz bir korku içindeydi. Her şeyin yıkıldığını, insanların enkaz altında kaldığını görmek çok acıydı. İçme suyu bulamadık, yemek yiyemedik. Çaresizlik içinde bekledik. O insanlar enkaz altında kurtarılmayı beklerken, biz sadece yardım edebilmek için çaresizce çırpınıyorduk. Depremden sonra Ankara'ya döndüm ama psikolojik olarak hâlâ toparlanamadım. Evime girmekte bile zorlanıyorum, en ufak bir sarsıntıda panikliyorum. Bugün bile bulunduğum ortamda ‘Acaba sallanıyor muyuz?’ diye düşünüyorum. O günleri atlatmak çok zor. Babamı da Ankara'ya götürdüm ve ancak iki ay sonra geri dönebildik. Depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, kalanlara sabır diliyorum. Allah böyle bir felaketi bir daha yaşatmasın."
PSİKOLOJİK ETKİLER DERİNLEŞİYOR
Depremde yakınlarını kaybeden Merve Karcı, "Bu süreci henüz atlatamadık. Kaybettiklerimiz var ve yaklaşan yıl dönümü bizi daha da hüzünlendiriyor. Geceleri hâlâ rahat uyuyamıyoruz," şeklinde konuştu.
6 ŞUBAT BİR TARİHTEN DAHA FAZLASI
Abdullah Dalkıran, yaşadığı korku ve belirsizliği şu sözlerle dile getirdi: "Bu acıyı anlatmak çok zor. 6 Şubat bizim için bir tarihten fazlası. Deprem günleri hiç bitmeyecek gibiydi en uzun geceydi bizim için. O günü hatırlamak bile içimizi sızlatıyor. En ufak bir sarsıntıda bile endişeyle gözlerimizi avizelere çeviriyoruz. Araba geçtiğinde bile tedirgin oluyoruz. Kızım da çok etkilendi, onu toparlamak için çok çaba sarf ettik. Çocuklar biliyoruz ki bizden daha hassaslar. İnşallah böyle bir felaketi bir daha yaşamayız. Allah hepimizi korusun" şeklinde konuştu.
DEPREM SONRASI ALINAN ÖNLEMLER VE EKSİKLİKLER
Abdurrahim Terli, depremin Kahramanmaraş'ta sosyal ve ekonomik hayatı derinden etkilediğini belirterek, "Bu süreçte toparlanmak pek mümkün olmadı. Uzmanlara göre tam anlamıyla bir iyileşmenin sağlanması beş yıl sürebileceğini belirtiyor. Ancak deprem sonrası yaşananlardan çok, bu felaketin sorumlularının neden hala hesap vermediğini sorgulamamız gerekiyor. Asrın felaketi olarak nitelendirilen bu olayda, on bir ili etkileyen bir yıkım yaşandı ve resmi rakamlara göre 53 bin insan hayatını kaybetti. İki yıl geçmesine rağmen, hala konteynerlerde ve çadırlarda yaşamaya devam eden vatandaşlarımız var. Buna rağmen, sorumluların adalet önüne çıkarılmadığını görüyoruz. En son yıkılan bir apartmanın müteahhidi, kocama hali gerekçe gösterilerek serbest bırakıldı. Yıkılan başka bir apartmanın mühendisinin ise Türkiye’den ev satın aldığı ortaya çıktı. Tüm bunlar, bu süreçte adaletin sağlanmadığını gösteriyor. Öncelikli olarak, bu ihmallerin ve sorumluların hesap vermesi sağlanmalı. Deprem bölgesinde yaşayan bizler için en önemli konu budur," dedi." Ramazan Keten ise, "Depremin etkileri hâlâ silinmedi. Kaybedilenler unutulmaz, bu acılar kolay kolay geçmez. Devletimizin çabaları sürüyor ama zamana ihtiyacımız var," ifadelerini kullandı.