Milletvekili Karatutlu Konuşmasına, Dulkadiroğlu Belediye Başkan Yardımcısı Resul Arslanhan’ın vefatına ilişkin taziye mesajıyla başlayarak şunları dile getirdi;  “Merhum Arslanhan köyünden çıkıp mahalle muhtarı olarak başladığı yolculuğunu Muhtarlar Derneği Başkanlığı ve ardından Belediye Başkan Yardımcılığı görevleriyle sürdürerek örnek bir hayat hikâyesi yazdı. Merhum Arslanhan, memleketimize değer katan kıymetli bir insandı. Ailesine, sevenlerine, Bertiz’e ve Kahramanmaraş’a başsağlığı diliyorum” diyen Karatutlu, ardından gündeminde bulunan basın özgürlüğü konusuna geçti.

‘‘BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ TARİHTEN GÜNÜMÜZE BİR MÜCADELE’’

Dr. İrfan Karatutlu, basın özgürlüğünün tarihsel önemine vurgu yaparak, bu mücadelenin yüzyıllardır sürdüğünü dile getirdi.  Namık Kemal’in Hürriyet Kasidesi’nden alıntı yaparak, fikir ayrılıklarının bir rahmet olduğunu ve özgürlüğün baskılarla yok edilemeyeceğini belirtti. “Ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet, Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten.” Bu dizeleri hatırlatan Karatutlu, düşünce özgürlüğünün baskıyla yok edilemeyeceğini, ancak aklı ve iradeyi yok sayan bir yönetim anlayışının bunu denediğini ifade etti.

‘GEÇMİŞTEKİ BASKILAR BUGÜNÜN GÖLGESİNDE KALDI’’

Karatutlu, 70’li ve 80’li yıllarda, özellikle askeri dikta dönemlerinde basın özgürlüğüne yönelik baskıların yoğun olduğunu, ancak o dönemlerde dahi bireysel hak arayışlarının bir şekilde ses bulabildiğini dile getirdi. 28 Şubat sürecine ve başörtüsü yasaklarına değinen Karatutlu, 1988 yılında Eskişehir Tıp Fakültesi öğrencisiyken, arkadaşlarıyla birlikte dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren’e başörtüsü yasağına karşı dilekçe verdiklerini ancak herhangi bir soruşturma ile karşılaşmadıklarını anlattı. “Baskılar vardı ama bugünkü gibi mi?” diye soran Karatutlu, bugünün iktidarının geçmişte kendilerinin de şikâyet ettiği baskı mekanizmalarını daha da güçlendirdiğini ve basın üzerindeki kısıtlamaların had safhaya ulaştığını söyledi.

‘‘GAZETECİLER ÜZERİNDEKİ BASKILAR ARTIYOR’’

Konuşmasında günümüzde basın mensuplarına yönelik artan baskılara dikkat çeken Karatutlu, iktidarın gazetecileri çeşitli suçlamalarla susturmaya çalıştığını belirtti. “Bugün gazeteciler halkı kin ve nefrete teşvik etmek, milli güvenliği tehlikeye atmak gibi suçlamalarla susturuluyor. Bir bahane uydurup susturuyorlar. 80’lerde bile böyle baskılar yoktu” diyerek, basın özgürlüğünün geldiği noktayı eleştirdi.

‘‘FİKİR HÜRRİYETİNİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILMALIDIR’’

Karatutlu, her düşüncenin özgürce ifade edilmesi gerektiğini ve farklı görüşlerin susturulmasının toplumu çıkmaz bir yola sürüklediğini vurguladı. Necip Fazıl’ın “Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak” dizelerini hatırlatarak, basına ve ifade özgürlüğüne yapılan baskıların ülkeyi demokratik değerlerden uzaklaştırdığını ifade etti.

‘‘BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ DEMOKRASININ TEMINATIDIR!’’

Karatutlu, konuşmasını basın ve ifade özgürlüğünün demokrasinin temel taşlarından biri olduğunu hatırlatarak tamamladı: “Özgür basın susturulamaz! Fikir hürriyeti bir milletin nefesidir. Eğer bu baskılar devam ederse, toplum olarak hepimiz büyük bir çıkmazın içine sürükleneceğiz. Demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine bağlı kalarak, basın özgürlüğünü yeniden tesis etmek zorundayız.” Basın mensuplarının görevlerini özgürce yerine getirebilmeleri için yetkilileri sorumluluk almaya çağıran Karatutlu, iktidarın baskıcı politikalarından vazgeçmesi gerektiğini vurguladı.

Kaynak: Haber Merkezi