Orta Anadolu’dan bir şehirden bahsediyorum. Sanayinin olmadığı, kır topraklarında susuz tarımın yapıldığı; Ankara-Kayseri arasında sıkışmış, sürekli dışarıya göç veren bir il… Adı Kırşehir… Ama eğitimde son yıllarda başarı öyküleri yazan bir kent…
Üniversite sınavlarında ve TEOG sınavlarında sayısal ve sözel alanında dereceler yaparak dikkatleri üzerine çeken; kültürel alanda ise Neşet Ertaş’ın şehri olarak adını duyuran bir emekli şehri.
2013-2014 Eğitim –Öğretim yılında 3 bin 630 öğrencinin girdiği TEOG sınavında, 418.180 puan ortalaması;2014-2015 yılında, il genelinde 429.099; 2015-2016 Eğitim- Öğretim yılında ise il genelinde 446,000 merkezde ise 462.108 olmuş.
Orta Anadolu bozkırının tam ortasındaki bu ilde; yöneticisi, öğretmeni, öğrencisi ve ebeveynler takım çalışmasıyla sınavlarda Türkiye dereceleri elde ediyorlar. Burada ailelerin eğitim düzeyi de başarıyı etkilemiyor. İlkokul mezunu anne ve babalar tanıyorum. Çocukları harikalar yaratıyorlar. Hanımların günlerinde ise ortak konunun sınav ve okul başarılarının olduğu bir yarış düzeni… Madalyonun bir başka yüzünde de okulların normal eğitim ;sınıfların özel okul düzeyinde,  24 kişiyi geçmediğini de unutmayalım..
Bu başarı öykülerinin altında tarihten gelen kültür birikimi de yatıyor. Avrupa insanın barındığı saraylarda tuvalet bulunmazken bu topraklarda yaşayan insanlar, gökyüzünü, uzayı incelemişler. Uzaya roket göndermeyi hayal etmişler. Cacabey, Ahi Evran, Şeyh Edebali, Aşık Paşa bu toprakların kültür değerleri…
Kahramanmaraş’ ta son yıllarda eğitim- ve öğretimde bir başarı trendi yakalandı. Başarı grafiğini yükseltmenin yolunun; normal eğitim yapılarak dersliklerin artırılması, öğrenci sayısının özel okullar seviyesine düşmesi olduğunu düşünüyorum. İl düzeyinde birikimli öğretmen ve idarecilerimizle başarı öyküleri yazmamamız için hiç bir neden yok…