Bediüzzaman İlim Kültür ve Sanat Vakfı Kahramanmaraş İl Temsilcisi Güzelhan Kebanlı, Kahramanmaraş'ta Selçuklu ilim bilim ve irfan vakıf eserlerinin pek çok olduğunu söyledi. Darülfunun yani üniversitelerin temelini teşkil eden Selçuklu Nizamiye Medreseleri hakkında bilgiler verdi.
Ortaçağ İslam dünyasının en önemli eğitim-öğretim kurumlarından olan Nizamiye Medreselerinin kurucusu olan Nizâmülmülk, 1063’ten 1092’ye kadar Büyük Selçuklu Devleti’nin vezirliğini yaptı.
Alp Arslan’ın Malazgirt Savaşı hariç bütün seferlerine katıldı, savaşların kazanılmasında ve devlet yönetiminde önemli bir rol oynadı. Temeli bu zamanlardan dahada yaygınlaştırıldı. Selçıklu Döneminde ki üniversiteler hakkında bilgi veren Bediüzzaman İlim Kültür ve Sanat Vakfı Kahramanmaraş İl Temsilcisi Kebanlı, üniversitelerin temelinin Selçuklu zamanında atıldığını söyledi.q
NİZAMİYE MEDRESELERİ'NİN KURULUŞ AMACI
Nizâmülmülk’ün adından dolayı Nizamiye adını alan bu medreseler, Sünnî İslam dünyası adına ciddi tehlike oluşturan Râfızî-Bâtınî düşünceyle siyasî ve askerî sahada olduğu gibi ilmî sahada da mücadele etmek ve devlet görevlileri yetiştirmek amacıyla kurulmuş müesseselerdir.
Ayrıca okumaya imkanı olmayan fakir öğrencilerin de okumalarını sağlamak için kurulmuştur. Bazılarınca, Nizamiye Medreseleri’nin İslam tarihinde ilk medreseler olduğu iddia edilirse de bu doğru değildir.
Zira Tuğrul Bey döneminde medreselerin varlığı bilinmektedir. Bağdat Nizamiye Medresesi’nin dünyadaki yaygın şöhreti ve öncekilerden farklı olarak devlet himayesinde kurulması, bu fikrin ortaya çıkmasına sebep olmuş olmalıdır. Zira devlet ilim irfan meclislerine çok önem verirdi. Osmanlıda da bu böyle olmuştur.
MEDRESENİN VAKFI VE YÖNETİMİ
Nizâmülmülk, medresenin masrafları için zengin bir vakıf kurdu. Medresenin yakınında kurulan çarşıdan, arazi, hamam ve dükkânlardan elde edilen gelirler medreseye tahsis edildi.
Bu vakfın gelirleri, hocaların, talebelerin ve diğer görevlilerin geçimlerine bolca yetiyordu.
Nizâmülmülk tarafından hazırlanan vakfiyede Bağdat Nizamiye Medresesi’nin Şafiîler için inşa edildiği, medreseye vakfedilen arazi, çarşı ve dükkânlardan elde edilen gelirlerin de fıkıhta ve usûl-i fıkıhta Şafiî olanlara tahsis edildiği, medreseye fıkıh ve usûl-i fıkıhta Şafiî olan bir müderris, bir vaiz, bir hâzinü’l-kütüb, bir mukrî’ (Kur’ân-ı Kerîm hocası) ile Arap dili ve grameri öğretecek bir hoca tayin edileceği belirtiliyordu. Ayrıca ferrâş ve kapıcılar da Şafiî olmalıydı.
MEDRESEDE HOCALIK
Medresede çalışabilmek için gerekli şartların en başında Şafiî ve Eş‘arî olmak gelirdi. Nizâmülmülk; hocaların, hoca yardımcılarının, memurların ve hatta kapıcıların dahi Şafiî olmalarını isterdi. Bu sebeple, medresede ders vermek için mezhep değiştirenler dahi olmuştu. Örneğin, Ebu Bekr Mübarek b. Ebu Talib Vecih Dahhan, Hanbeli mezhebinden Şafiîliğe geçmiştir.
Nizâmülmülk ve çocukları zamanında, hocaların ve yardımcıların vezirin emri ile tayin edilmeleri esastı. Tayin edilen hoca, ilk dersi yüksek dereceli memurların, hocaların, âlimlerin ve şairlerin huzurunda, bazen halifenin de katıldığı bir merasimle verirdi.
Yeni gelen hocalar, mevcut örf ve âdete uyarak büyük bir ziyafet tertip ederlerdi. Nizamiye Medresesi’ne hoca olmak kolay bir şey değildi. Buraya girebilmek için yüksek bir ilmî seviyeye sahip olmak gerekiyordu.
Medresenin hocaları meşhur âlimlerdi ve Bağdat’ın siyasi ve sosyal hayatı üzerinde büyük tesirleri vardı. Bu kabilden; Şirâzî, İbnü’s-Sabbağ, Ebu Sa’d el-Mütevelli, Debûsî, Ebu Abdullah Hüseyin b. Ali et-Taberî, Ebu Hamid el-Gazzâli (İmam-ı Gazzâli) gibi birkaç ünlü müderrisi sayabiliriz.
MEDRESEDE Kİ EĞİTİM-ÖĞRETİM
Medresede genellikle dinî ilimler okutulmaktaydı. Okutulan başlıca dersler: Kur’ân-ı Kerîm ve ilimleri, Hadis, Şafiî fıkhı ve usulü (İslam Hukuku Metodolojisi), Eş‘arî kelamı, Arap dili ve edebiyatı, vaaz, matematik ve İslam miras hukuku. Hocalar, derslerini öğrencilerin bulunduğu yerden daha yüksek bir kürsüde verirlerdi. Ciddi bir edep vardır. Ahlak seciyesi ise gayet yüksekdi. Sünneti seniyeye göre her medresenin girişinde edep yahu yazardı. Talebelerin mayası edeble yoğurulurdu, mayalanırdı.
Ders saatleri mevsimlere, dersin niteliğine ve hocaların ilmî mertebesine göre değişirdi.
Dersler hafta boyunca öğleden önce başlar öğle, ikindi ve yatsı namazlarından sonra da devam ederdi.
Eğitim dili Arapça idi. 20 yaşını doldurmuş öğrencilerin girebildiği medresede eğitim süresi 4 yıldı.
Haber: Emre Akkış