Kahramanmaraş’ta Şam Tatlısıyla ve limonatasıyla adından söz ettiren Fevzi Karabörk, tatlısının ve limonatasının sırrını gazetemizle paylaştı. Tatlının şerbetini yapımından, üzerindeki cevizleri doğrama aşamasına kadar her aşamasında Salavat-ı Şerif okuduğunu söyledi. Müşterilerinin tatlıyı ve limonatayı beğenmesinin kendileri için en büyük ödül olduğunu söyledi.
EN KALİTELİ MALZEMELERİ KULLANIYORUM
Ürünlerinde en kaliteli malzemeleri kullandığını belirten Karabörk, kalitesiz malzeme kullanması halinde zaten 35 yıl boyunca tutunamamış olacağını kaydetti. Karabörk, “Kahramanmaraş’ın Elmalar Mahallesi’nde doğmayım, 1945 doğumluyum. 1987’de buraya gelip, küçük bir tezgah açtım. Burada önce limonata satarak başladım. Limonataya devam ederken, bir arkadaşım bana tatlı yapmamı da söyledi. Rahmetli Hasan Amca vardı burada bana ustalık yaptı. Bana Şam Tatlısı yapmayı öğretti. Ondan sonra hem tatlı hem de limonata yapmaya başladık. Benim tatlıda ve limonatada kullandığım malzemeler birinci kalite. Her yeri gezerim, dolaşırım en kaliteli ürünleri alıp yaparım. Biraz kaliteden tasarruf etsek, bu iş yeri yürümez. 35 senedir burada sabit duruyor. Malzemeleri özenli ve kaliteli kullanmamızdan dolayı bu millet bizi seviyor ve teveccüh gösteriyor. Biz de kendilerini seviyoruz. Limonata yaparken toz falan kullanmayız. Oralet gibi ürünleri kullanmayız. En özel ve en kaliteli limonları kullanırım. Tatlıda glikoz diye bir madde kullanırlarmış, 35 yıldır glikozu görmedim. Rengini görsem tanımam. Bizim millete karşı gösterdiğimiz en büyük saygı kaliteli mal kullanmamızdır” ifadelerini kullandı.
GELENLERE HİÇBİR ZAMAN PARA SORMADIK
Kendilerine gelen müşterilere hiçbir zaman para sormadıklarını söyleyen Karabörk, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Buraya gelip, tatlının lezzetini soranlar çok oluyor. Ben tatlıya da limonataya da 35 yıldır abdestsiz elimi vurmadım ve bütün hazırlık aşamalarında ‘Salavat-ı Şerif’ okurum. Çünkü Salavat-ı Şerif’in kerameti çok büyüktür. Salavat-ı Şerif getirdiğimde mübarek insanların ruhlarına selam gönderiyorum. Biz burada müşteriye hiçbir zaman para sormadık. Parası olmayandan, fakirden, çocuklardan para sormadık. Peygamber efendimiz buyuruyor; “Kalpleriniz helal lokmayla donatınız.” Biz bu Hadis-i Şerif’in hükmüne göre işlerimizi Salavat-ı Şerif’le yapıyoruz. Benden tatlı alan kişiler sol elini uzatırsa, tatlıyı geri çekerim. Sağ eliyle almalarını söylerim. “Şeytan işlerini sol elle yapardı. Siz yapmayın” buyrulur. Sol elin farklı görevi, sağ elin farklı görevi vardır. Sol elle yemek yenilmez. Gençler bana bu konuyu söyleyince “Allah razı olsun” diyorlar. “Hacı emmi bize sağ elle yemek yemeyi öğretti” diyorlar. Tatlımın lezzettinin sırrına Salavat-ı Şerif diyorum. Salavat-ı Şerif’le ayakta duruyorum. Yaşıtlarım bastonla geziyor. Allah’a şükür sapa sağlam ayakta duruyorum.”
Haber: Burak Alkaya