alparslan yurtseveRr

İnsan olmak kolay emeksiz iken insan kalma ise zor ve emek ister. İnsanoğlu doğuştan insan olarak dünyaya gelir. Farkındalık yaşlarımıza kadar emek sarf etmeden insan kalırız. Lakin farkındalık dönemi zannedildiği kadar insancıl değildir. İnsani özelliklerin yanında bencillik ve nefsin istekleri de ön plana çıkmaya başlar. Bu dönem de insan ciddi bir mücadele içindedir. İdeal ben ile sağlıksız benlik sürekli çatışma halindedir.

İdeal benlik; kendini gerçekleştiren bireyin özelliğidir. Kendini gerçekleştiren birey başkası için değil kendinin karakterine nüfus eden güzel hasletleri ortaya koyar. Bu hasletler ve erdemli davranışlarda gösteriş, beğenilme, övülme, takdir görme beklentisi yoktur. Sadece vicdani olarak iyiyi, doğruyu ve güzeli yapmış olmanın huzuru vardır. Kimsenin yermesine ve övmesine bakmadan karakterinin gereğini yapar.

Sağlıksız benlikte ise ideal benliğin tam tersi beğenilme, övülme, bencillik, takdir edilme ön plandadır. İlklere göre değil şahıslara ya da şartlara göre hareket etme vardır. Şartlar uygunsa olumsuz davranışı değilse olumlu davranışı rahatlıklar yapar ve savunur. Benlik davası ön planda olduğu için “her şey ben için bana göre” sloganı ile yaşar. İnsanlar empati kurmak yerine kendisinin ve davranışının haklı ve doğru olduğunu savunur. Bir toplumda sağlıklı – ideal benliğe sahip birey sayısı ne kadar fazla ise orada aile de toplumda sağlıklı ve huzurlu olur.

Sağlıklı bireylerin sağlıklı toplumları oluşturduğu gerçeğinden hareketle ailelerin ve toplumun ilk görevi sağlıklı bireyler yani şahsiyetli bireyler yetiştirmektir. Şahsiyetli/Karakterli bireyler ise egosunu devreye sokmadan doğru davranışları sergilediklerinde kendilerini ve çevrelerindekileri de mutlu ederler. Sadece kendi çıkarı ve mutluluğundan sıyrılmış bireylerin oluşturduğu toplumlar sağlıklı ve huzurlu olur. Bu süreçte ailenin çocuklarını yetiştirme tarzları önemli ve belirleyici bir etkiye sahiptir. Aile de çocuk iyiliği, güzel davranışları gördüğünde, yaşadığında bu davranışlarla beyindeki ilgili beyin hücreleri aktif olur. Sonraki süreçte benzer durumlarla karşılaşıldığında sorun çözme ve kendini ifade etmede nöronlar/beyin hücreleri harekete geçerek iyi ve güzel davranışlar gösterirler.

 Birey ne kadar benlik davası güderek yaşamına devam ederse hem kendi hayatını hem de çevresindekilerin yaşamını zehir eder. Egoistlik kontrol edilemediğinde narsist kişilik, borderline ve şizofreni bozukluğu vb. ruh sağlığı hastalıklarına dönüşebilmektedir. Bu düzeye ulaştığında o insanlarla iletişim kurmak sağlıklı olan ideal benliğe ulaştırmak daha da zordur. O nedenle evlatlarımızı yetiştirirken sağlıklı iletişim kurmalı, empati ile dinlemeli, söz hakkı vermeli, aile içinde söz ve davranış ile sorumluluk alması desteklenmelidir. Bunları yapmadığımızda bizdeki olumsuzlukları gelecek nesillere doğru aktarmaya devam eder. Sadece kendimizi ve çevremizdeki değil gelecek nesillerinde psikolojisinin bozularak normal dışı davranışları normalleştirmelerini sağlar. Kendilerine ve çevrelerine zarar vermeyen bireyler yetiştirmek için biz insan olmanın devamı olan insan kalmada kendimizi sabitlememiz gerekir. Bu sabitlenmede emek ve sabır ister. Sabır ve emek zor ise de meyvesi gelecek nesiller de mükemmel olacaktır.