Dün akşam Peyami Safa okurken usta kalemin iki sözünü ajandama not ettim;
"Yaşlanarak değil, yaşayarak tecrübe kazanılır.
“Zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır.”
Evet, bu iki sözü bugün ki yazımızın merkezine koyarak bir karakter analizi yapacağız. Bu analizin öznesi Gökhan Büyükdereli olacaktır.
Gökhan Bey, Kahramanmaraş’ın yakinen tanıdığı bir isim.
Teorik konu ve gündemlerin tuzağından kurtulup pratik hayatın adamı.
Teorinin durgunluğundan sıyrılıp pratike olmuşluğun prototip şahsiyeti.
Bir değişim-gelişim öncüsü.
Kendi sektöründe temsil ettiği misyonla genç kuşaklara ilham aşılayan bir ticari kabiliyet.
****
Gökhan Büyükdereli Üzerinden Aileye Bakış
Gökhan Bey, 1974 Kahramanmaraş doğumlu.
İlk orta ve lise hayatını Kahramanmaraş’ta tamamlamış.
Ama küçük yaşlarda ‘eğitime ve okumaya’ biraz mesafeli, gözü hep pratik hayatın içerisinde. Hep ticarette, hep iş kurma idealinde. İlk dönemler böyle, sonradan Pazarlama Bölümü Önlisans, İşletme programı lisans bölümlerinden mezun olan Gökhan Büyükdereli, sektörün akademik kısmını böylece tamamlamıştır.
Büyükdereli ailesinin arka planı 100 yıllık bir esnaf kültürüne dayalı.
Dede, Zekeriya Büyükdereli 1919’da doğan, sevilen sayılan bir “Pamuk Tüccarı…”
Zekeriya Büyükdereli, Demokrat Parti İl yönetimindedir. Aynı zamanda Kahramanmaraş Esnaf ve Sanatkarlar Odasını ilk kuranlardan…
Zekeriya Büyükdereli, 1970 yılında vefat eder.
Baba Eşref Büyükdereli ise, 1945 doğumlu bir Gıda toptancısı. 30 yıl boyunca konfeksiyon mağazacılığı yapan, İstanbul’da 7 yıl boyunca Yeşil Direk Keskin Handa tuhafiyecilik yapan, 16 yıl Attarlar Odası Başkanlığı görevini üstlenerek esnafın hakkını hukukunu koruyan bir büyük değer.
1920’lere dayalı bu ticari arka plan, Maraş çarşısında sevilen sayılan bir ailenin ürünü.
1963’lü yıllar…
Dünya çok yakın bir zaman da II. Dünya savaşını geride bırakmış.
Ülkemizde ise, henüz 3 yıl kadar önce Türkiye Cumhuriyetinin ilk askeri darbesi yapılmış, devrin Başbakanı asılarak idam edilmiştir.
İşte böylesi bir siyasi iklimde Eşref Bey ticarete başlar.
“Derelioğlu Konfeksiyon” tabelasının asıldığı tarih; 25 Mayıs 1963 yılıdır. Mutludur, ümitlidir. Hem kazanacak, hem kazandıracak olmanın mutluluğudur bu…
İş yerine her sabah çok erken gelir, güler yüzlüdür.
İnişli çıkışlı bir ticari hayat…
Fakat asla pes etmeyen bir ticari kişilik.
Daima didinen, gayret eden bir Eşref Büyükdereli…
İlk çocuğu olur; Bir kız çocuğudur bu. İsmi Aliye’dir. Aliye ismi yüksek ve yüce anlamlarına gelmektedir. Eşref Bey’in gözü hep yükseklerde, ama maddeten değil, manen. ‘İnsan gönlü yapmanın en büyük yücelik’ olduğunu müjdeleyen Aliye’nin doğumudur bu.
Sonra dede ismini taşıyacak olan Zekeriya doğar. Zekeriya Bey, ilk dönem babanın peşindedir. Sonra aile onun peşine düşer. Aileyi bilime sürüklemek, onları aklın rasyonalitesine çağırmak misyonunu yüklenecek olan Zekeriya; çalışır, didinir ve hayaline ulaşır. Hekimliktir bu hayal. İnsanı ‘rahatsız eden olgularla’ uğraşır, ‘ağrı’ ve ‘acı’ kavramını iyileştirmeye hayatını adar. Nihayet doktordur artık. Hem de çocukların doktoru. ‘Hani şu elleri hiç kirlenmeyen varlıklar olan çocukların…” Onların dünyasında çocuklaşır, çocuk kalır ve bilimin peşini hiç bırakmaz.
Başta Gökhan olmak üzere, tüm aile üyelerini her fırsatta okumaya, düşünmeye, sorgulamaya çağıran Hocamız, bugün itibariyle oldukça modernist, bilimsel, rasyonel bir Çocuk Hastalıkları Uzmanıdır.
****
Ve nihayet yazımızın ana kahramanı Gökhan doğar.
Yıl 1974…
Ailenin ticari hayatında dur durak bilmeyen bir aksiyonun kapısını aralayan Gökhan, uzun bir zaman babasıyla çalışır. Çarşı kültüründe esnaflığa başlamak bir avantajdır onun için. Çünkü her şehrin hareketi çarşısındadır. Çarşı, şehrin ruhunun mayalandığı yerdir.
Ağabeyi Zekeriya Büyükdereli’nin tıp öğrencisi olduğu yıllarda, Gökhan ticari sınırların peşindedir. Hayalleri vardır. En büyüğü de, ‘Otel işletmecisi olmaktır…’ “İnanırsanız Metin bey diyor: ‘Evet inanırsanız her şey olur.’ ‘İnandı ve oldu….’ Bugün şehrin en güzel yerinde hayali gerçek oldu…
Başa tekrar saralım.
Liseli yıllar…
90’lı yıllara doğru evrilme.
‘Arkeoloji okumayı çok istiyordum, Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölümünü kazandım ama gidemedim, gidemezdim.’ Diyor Gökhan Büyükdereli. Çünkü işler vardı, çünkü Baba Eşref Büyükdereli’yi yalnız bırakmaması gerekiyordu.
Hep vizyonerdi.
2000’li yıllar. Konfeksiyon işleten Eşref ve Gökhan Büyükdereli, 2000 krizinin ardından iş yerinin bir kısmını bölerek ‘Balık sektörüne girer…’ Eniştesi Nedim Nergiz’le ortaktır. Bir bölümde hazır giyim, diğer kısımda Balık satılır. Günlük 2000-3000 civarında alabalık satışına ulaşan bu küçük yer, ‘Tekir Alabalık Tesisini’ kurmaya kadar gider. Maraş’ın ilk balık döneri burada yapılır. Sonraki hayatında Gastronomi Derneğinin temelleri burada atılır belki de.
Durmaz, durdurulamaz Gökhan Büyükdereli. 2002 yılında El Örgü İplikleri üretir. ‘Kazandım diyor…’ Bu işten de kazandım…
****
Eşref Büyükdereli Maraş’ın ilk sünnet malzemeleri satan esnafıydı. Hikâye şöyle; Narlı taraflarından bir müşteri gelir iş yerine. ‘Benim oğlum olursa, kirvesi sen olacaksın.’ der Eşref beye. Ve oğlu olur. Kirve Eşref Büyükdereli olur. Oraya giderken sünnet malzemeleri götürür, nihayetinde bu işin ticaretini yapması gerektiğini düşünür. Eşref Büyükdereli bu sektörde de zirveye tırmanır.
****
Yıl 2006. Gökhan Büyükdereli bir karar alır. Ailecek Marmaris’e gidecek, Hem turizm konusunu yerinde inceleyecek, hem de ileri de yapacağı otelciliğin, fitilini zihinsel planda orada ateşleyecek. Önce bir otelin içinde ‘hediyelik eşya satar…’
İşi oldukça iyidir. Hem hediyelik eşya satar, hem de otelciliği yerinde inceler. Gözlem yapar, sektörün artı ve eksisini analiz eder. 2006-2012 yılları arasında oradadır.
Daha sonra şehrine döner. Artık tamdır. 2013 yılında Germanicia otelini kurar.
‘Abim diyor…’ ‘Sağ olsun…’ ‘Bana inandı…’ ve iki kardeş girerler bu sektöre.
Yılların hayali gerçek olur. 2013 Ocak ayında ilk kazma vurulur. Bir metruk bina otele çevrilir.
Yazımızın sonuna gelirken; Bugün Gökhan bey onlarca insan istihdam eden bir ticari kişiliktir. İşlerinde kolaylıklar diler, bol kazançlar temennisinde bulunuruz. Turizmin anatomisini çözen adam Gökhan Büyükdereli’yi her hatırlayışımda zihnimde beliren anahtar kelimeler; İNANMAK, GÜVEN, DEĞİŞİM, GELİŞİM kelimeleridir.