Andırın’ın 40 kilometre uzağında, Tuğluca Obası’nın sınırlarında yer alan Bossek Kalesi, bölge halkının hafızasında hâlâ canlılığını koruyan, ancak yeterince gün yüzüne çıkarılamamış tarihî bir miras olarak varlığını sürdürüyor. Yerleşim yerlerinden uzak, dağlarla çevrili derin bir vadinin içinde konumlanan bu kale, sadece savunma yapısı olarak değil, aynı zamanda dönemin su teknolojisine dair ipuçları barındıran mimari bir yapı olarak da öne çıkıyor. Bizans dönemine, yaklaşık olarak 10. yüzyıla tarihlenen Bossek Kalesi, tipik bir karakol mimarisiyle dikkat çekiyor. İki katlı olarak inşa edilen ve dıştan 9.50 x 13.80 metre boyutlarında olan yapının alt katı hâlâ sağlamken, üst katın örtü sistemi büyük ölçüde yıkık halde görünüyor. Ancak günümüzde bile ayakta kalan duvarları ve 12 metreyi bulan yüksekliği, kalenin o dönemki fonksiyonelliğini ve görkemini gözler önüne seriyor. 

Ekran Görüntüsü 2025 04 24 140017

VADİNİN CAN DAMARI

Bossek Kalesi’ni yalnızca taş yığınlarından ibaret kılmayan bir diğer önemli unsur ise, bölgedeki su sistemi oluyor. Çevrede yaşayanların aktardığına göre, geçmişte doğal kaynaklardan toplanan su, tuğla künklerle depolara ulaştırılıyor; oradan da yine aynı sistemle kaleye taşınıyordu. Bu altyapı, o dönemin mühendislik bilgisinin ne kadar ileri düzeyde olduğunu ortaya koyarken, maalesef zamanla tahrip olmuş ve günümüzde sadece izleri kalmış durumda. Kale, yalnızca Tuğluca Obası’nın değil, tüm Sumaklı vadisinin stratejik yapılarından biri olarak işlev gördüğü biliniyor.

Ekran Görüntüsü 2025 04 24 140007

TARİHÎ HABERLEŞME HATTI

 Aynı bölgedeki Sumaklı ve Tırtatlı kaleleriyle birlikte savunma hattı oluşturan Bossek, aynı zamanda iletişim açısından da önemli bir rol oynadığı söylenbilir. Bu yapılar, birbirini görebilecek noktalarda inşa edilerek hem sınır kontrolü sağladı hem de düşman tehlikesine karşı hızlı haberleşme olanağı sunmuştu.

Muhabir: MELİKE ALGAN