Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum Kahramanmaraş’ta gerçekleştirilen mikro bölgeleme etüt raporu çalışmalarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulunmuştu. Bakan Kurum, açıklamalarında; “Kahramanmaraş Mikro Bölgeleme Etüt raporumuzu bilimsel çalışmalar eşliğinde tamamladık. Çalışmalar sırasında hendekler kazdık, numuneler aldık. Londra’daki laboratuvara gönderdik, sonıçlarımız geldi ve bu sonuçlara göre bölgede yerleşime uygunluk durumlarını artık net olarak belirlemiş olduk. Kahramanmaraş fay zonlarından bazılarında deprem üretme potansiyeli bulunmadığı, dolayısıyla fay sakınım zonu konulmasına gerek olmadığı sonucuna vardık. Bu çerçevede, bu alanları “uygun olmayan alan” tanımı yerine “önemli alan” olarak yeniden düzenledik” ifadelerini kullanmıştı. Bakan Kurum’un, yerleşime uygun dediği alanlara, Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür’den cevap geldi. Görür, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, bu görüşe katılmadığını ifade etti.
HATAY’DAN ADIYAMAN’A KADAR HİÇBİR YER YERLEŞİME UYGUN DEĞİL
Prof. Dr. Naci Görür; yaptığı paylaşımda şunları söyledi; “Sayın bakanımız Murat Kurum ekibi ile Maraş bölgesini, fayları ve Londra’da incelenen örneklerden bahsedip yerleşime uygunluktan söz ediyor. Beni affedin sayın bakanım ama o zonda Hatay’dan Adıyaman’a kadar hiçbir yer yerleşime uygun değil. Söz konusu zon bir levha sınırı. Levha sınırları deprem üretirler. yaklaşık 13,6 milyon senedir deprem üretiyor daha milyonlarca sene üretecek. Bu zon Ölüdeniz Fayı ila Doğu Anadolu Fayı tarafından temsil ediliyor. Bu faylar genellikle 6 Şubat depremlerinde kırıldı. Ama bu levha sınırının doğusunda, Arap Levhası üzerinde levha sınırı kenar fayları var. Bunlar kırılmadı. Bu dar zonda hangi fay kırılırsa hasar verir. En iyisi fay analizlerine devam edip bu sınırdaki evlere dikkat edelim. Buradaki yerleşim alanlarına özen gösterilmelidir. Burası özel bir yerdir. Özel planlama, özel mimari, özel inşaat teknolojisi, özel yapı malzemesi, deprem etkisini azaltacak özel teknoloji ister. Burada klasik bina yapamazsınız. İşini bilen özel insanlarla çalışmalısınız. Doğa koşullarını düzeltemeyeceğinize göre tek şansınız özgün inşaat, mimari ve malzeme teknolojileridir. Eğer böyle yapmazsak bugün çektiğimiz acıları gelecek nesillere ihraç etmiş oluruz.”