Oyunun “ilk perdesi” sona erdi,
İçeriği ise oldukça “değişkendi”,
Bazen “heyecan”, bazen “karamsarlık”,
Bazen “sevinç”, bazen “üzüntü” dolu idi,
Ama hiç birisi bu kadar çok “dram dolu” değildi,
“Tesellimiz” ise oyun henüz bitmemişti,
Merakla beklenen “ikinci perde”,
Bilemezsiniz, belki de birçok “sürprizlere gebeydi”…
*****
İsmi kulaklara bir “hoş ve tuhaf” gelen Velimeşespor,
Tekirdağ ilinin Ergene ilçesine bağlı bir “mahalle takımı”,
Kapasitesi bizden iyi olmayan, “mütevazi” bir takım,
Bu maç özellikle “futbolcular” için oldukça önemliydi,
23 ve üzeri puana ulaşılırsa, her puan başı 1000 TL “prim ödülü” vardı,
Kişi başı 23 bin TL gibi “ciddi bir rakam” söz konusuydu,
Alırsın, alamazsın, bir kısmını alabilirsin “bilemem”,
Bildiğim tek şey önce “verileni hak etmelisin”,
İnsanın “aklı almıyor”, böylesine önemli bir maçta,
Mücadele gücü, isteği ve arzu gömleğini “üzerinden çıkararak”,
Kendine zarar veren, “psikolojisi bozuk” bir topluluk var sahada,
Şaşırmış, acemi, ne oynadığını bilmeyen “şaşırmışlar ordusu”,
Hem kendinize hem taraftara hem de şehre “yazık ettiniz” (0-4),
Unutmayın ki taraftarın gönlünde "Yerini yitiren, yeniden yerleşemez"...
*****
“Doksan bin” forma satışından sonra dengemiz bozuldu,
O günden sonra “üzengimiz” tutmaz oldu,
Puana “hasret” kaldık,
Ne “oynadığımız ne yaptığımızı” bilen varsa lütfen söylesin,
“Mahalle takımı” görünümünde bir manzara,
Kim “nerede” oynuyor, “ne” oynuyor, “nasıl” oynuyor,
Sorsan “kimse” de bilmiyor,
Bir şeyler “beklediğimiz” futbolcular var ama onlarda “vitesten sallamışlar”,
“Cerem” takım oyununu bırakmış “kendine oynamaya” başlamış,
“Burak” topa “on kere” temas etmeden kimseye vermiyor,
“Yusuf emre” gibi oyunu ağırlaştırıyor, hiç “tek de” oynamıyor,
“Fatih Kamacı” “maçta” mı “piknik” de mi kendi de bilmiyor,
Takımın “ağabeyleri” bir şey yapmayınca,
Bu takımda “yüksek paralara” imza atanlar, “paraları alanlar” değil de,
“Faturayı” ödemek,
“Geleceği” için çabalayan, “yaşam savaşı” veren,
Memleket çocuğu diyerek “göz ardı edilen” İsa ve Berke gibi gençlere kalıyor,
Bu gençler “tribünün önüne atılıp yem edilmemeli”,
Gençleri 3-0 “mağlup” olduğun maçta değil, 3-0 “galip” olduğun maçta almalısın,
“Çirkin oyuna” bu tarz “makyaj” yapma ve “şirinlikler” hiç yakışık almıyor,
“Gözlerden de kaçmıyor”…
*****
“Farkında” mısınız?
Ama “bu” ama “şu” sebepten dolayı,
Her sene “aynı senaryo” tekrarlanıyor,
“Şampiyonluk” parolası ile yola çıkıyoruz,
Devrede “play off’u” amaçlıyoruz,
Son 6-7 maç “inat ettik düşmeyeceğiz”,
“Sloganları” atıyoruz,
“Yazacak” o kadar şey var ki,
Boğazımıza “düğümleniyor heceler”,
Genzimizi “yakıyor” harfler,
“Kekeme kalıyor” geriye kalan “tüm kelime ve cümleler”,
“Susuyoruz”…
*****