Kahramanmaraş’ın kuzey ve kuzeydoğusunda Ahır Dağı’nın yüksek ve eğimli yamaçları yer alırken güneyde ise Maraş Ovası gibi düzlük alanlar bulunuyor. Şehir merkezi, güneyde ova tabanından başlayarak kuzeyde yer alan Ahır Dağı yamaçlarına doğru bir gelişim gösteriyor. Kent, kuzeydeki yüksek eğimli yamaçlardan gelen dereler nedeniyle sel ve taşkın olayları açısından riskli bir bölgede yer alıyor. Kahramanmaraş, bu derelerden gelen yağmur suları nedeniyle geçmişten günümüze birçok sel ve taşkın afeti yaşadı. Meydana gelen bu afetler sebebiyle birçok can ve mal kaybı oldu.
SEL FELAKETLERİ DE DEPREM GİBİ GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE YAŞANIYOR
Kentte, sel ve taşkın olayları, tıpkı deprem felaketi gibi geçmişten günümüze farklı tarihlerde yaşandı. 1940’lı yıllarda büyük bir sel felaketi yaşandığı tarih kitaplarında yer alırken, 1972 yılında da Dereli Mahallesi’nde 50 dakika süren sağanak yağış sonrası 50-60 metreyi bulan su kütlesi meydana gelirken, bu şiddetli yağış sonrası bölgede büyük bir sel afeti yaşandı. Akdere vadisi içerisinde yer alan Dereli köyünde 5 kişi hayatını kaybetti, 27 ev rüsubatla doldu ve 80 küçükbaş hayvan sel sularına kapılarak telef oldu.
SEL, EN BÜYÜK RİSKLERİNDEN BİRİ OLARAK VARLIĞINI SÜRDÜRÜYOR
1930’lu yıllarda dönemin Belediye Başkanı Hasan Sukuti Tükel, olası bir sel baskınının önüne geçilmesi adına şehir merkezinden geçen dereleri kapattırmıştı. 22 Eylül Pazar günü yaşanan şiddetli yağmurda birçok bölge sele kapılırken yollarda hasar meydana geldi. Kentte, sel veya taşkın gibi afetlerin önlenmesi adına alınmış olsa da, sel felaketleri hala Kahramanmaraş’ın en büyük risklerinden biri olarak varlığını sürdürüyor.