Şehirde yer alan ve tarihin derinliklerinden gelen Cancık Mağarası sadece doğa harikası olmasının ötesinde yüzyıllar boyunca da çeşitli amaçlarla kullanıma olanak sağladı. Geçmişte Hristiyan ruhbanların inziva yeri olarak kullandığı kutsal bir sığınak olma özelliği taşıyor. Mağaranın loş ve sessiz atmosferi, ruhbanların dünya ile bağlarını koparıp kendilerini ibadete adadıkları bir manastır hayatı yaşamalarına olanak tanıyarak yüzyıllar boyunca tefekkür ve ibadet için bir sığınak olarak kullanıldı.

FRANSIZ İŞGALİNE KARŞI DİRENİŞİN MERKEZİ

Millî Mücadele yıllarında, Fransız işgaline karşı direnişin önemli merkezlerinden biri haline gelen Cancık Mağarası Kuvayi Milliye çetelerine ev sahipliği yaptı.  1920 yılının zorlu kış koşullarında, Kuvayi Milliye çeteleri Cancık Mağarası'nı karargâh olarak kullanarak burada kritik kararlar ve  bağımsızlık mücadelesinin planlarını yaptılar.  Elbistan Jandarma Bölük Komutanı Kilisli Yüzbaşı Muhtar Efendi ve Nakipzade Mehmet Ağa’nın liderliğinde, köylerden toplanan 300’e yakın silahlı kuvvet, Cancık Mağarası’nda bir araya gelerek direnişin kalbini oluşturdu. Bugün Cancık Mağarası, sadece tarihi bir yapı değil, aynı zamanda geçmişin direniş ruhunu ve kültürel zenginliğini ziyaretçilere aktaran bir anıt niteliği taşıyor. Ancak, bu kıymetli miras zaman içinde hazine avcıları ve tarihi eser kaçakçıları tarafından tahrip edilerek harap bir hale geldi. Mağaranın duvarlarındaki semboller ve işaretler, bu yağmacıların elinde yok olma tehlikesiyle de karşı karşıya kaldı.  Cancık mağarası, ziyaretçilerine hem şehrin tarihini hem de halkının mücadele ruhunu günümüzde de anlatmaya devam ediyor.

Muhabir: MELİKE ALGAN