Göksun’un Fındıklıkoyak köyü sınırlarında, sarp bir kayalığın üzerine inşa edilen Kızıl Kale, yaklaşık 150 metre yükseklikten ovaya hâkim konumuyla dikkat çekiyor. Yapım tarihi tam olarak bilinmese de, kalenin temellerinin Roma dönemine dayandığı, esas mimari yapısının ise Bizans döneminde şekillendiği düşünülüyor. Osmanlı döneminde son hâlini alan kale, stratejik konumuyla tarih boyunca önemli bir savunma noktası olduğu görülüyor. Gün batımında taşlarında beliren kızıllık nedeniyle de  bu isimle anılan kale, görkemli manzarasıyla hem ziyaretçileri hem de araştırmacıları büyülüyor. Göksun’un tarih boyunca Kayseri ile Çukurova (Kilikya) arasındaki yolların kesişim noktasında yer alması, bölgeye olan önemi artırdı.

Ekran Görüntüsü 2025 03 24 101958

KALEYE AÇILAN BATI YOLU VE KALAN KALINTILAR

Kale yaklaşık 22 metreye 82 metre boyutlarındaki yapı, oval plana yakın şekilde tasarlandı. İnşasında kireç harçlı moloz taş, kaba ve ince yonu taş kullanıldı. Günümüze ulaşan kalıntılardan, kalenin oldukça özenli bir işçilikle inşa edildiği anlaşılıyor. Özellikle sur duvarları ve burçlarda sarımtırak renkli taşlar dikkat çekiyor. Kalenin batı cephesinde kayalara oyulmuş bir merdiven yer alıyor. Giriş kapısı da bu tarafta, kuzeye yakın bir noktada bulunuyor. Zamanla tahrip olan merdiven basamaklarının izleri hâlâ görülebiliyor. Bugün yalnızca güney cephesindeki burç kalıntısı ve bir kısmı ayakta kalan sur duvarı mevcudiyetini sürdürüyor. Diğer bölümler tamamen yıkılmış olsa da temel izleri kalenin genel planını ortaya koyuyor. Kalenin içindeki yapılar büyük oranda yıkılmış durumda. Ancak bazı temel kalıntıları günümüze kadar ulaşmayı başardı. Kale çevresinde bulunan hamam kalıntıları ve kaya mezarları ise bölgenin Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir yerleşim alanı olduğunu gösteriyor.

Muhabir: MELİKE ALGAN