Eshab-ı Kehf’in öyküsü, farklı kültürlerin etkisiyle şekillenen derin bir geçmişi gözler önüne seriyor ve bu bölgeyi ziyaret edenlere benzersiz bir deneyim sunuyor. Hikaye, Roma İmparatoru Dakyanus’un (Dakyus) zulmünden kaçan yedi gencin (Yemliha, Mekseline, Mislina, Mernuş, Sazenuş, Tebernuş ve Kefeştetayuş) mağaraya sığınmasıyla başlar. Tek Tanrı inancıyla zulme uğrayan bu gençler, mağarada uzun bir uykuya dalar. Rivayete göre, bu uyku tam 309 yıl sürer. Uyandıklarında, Doğu Roma İmparatoru II. Theodosius döneminde, bu olay anısına bir kilise inşa edilir. Eshab-ı Kehf Külliyesi, farklı din ve uygarlıkların buluşma noktası olarak kabul edilir. Maraş Emîri Nusretüddin Hasan Bey, 1215-1234 yılları arasında kilisenin kalıntılarını kullanarak bugünkü camiyi ve diğer yapıları inşa eder. Bu kutsal mekân, Kur’an-ı Kerim’in 18. Suresi’nde "Kehf" olarak anılırken, Hristiyanlar tarafından "Yedi Uyurlar" olarak kabul edilen bu gençler aziz sayılır. 2015 yılında UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’ne dahil edilen Eshabı Kehf Külliyesi, ziyaretçilerine kültürel ve tarihi bir derinlik sunuyor.

Muhabir: MELİKE ALGAN