Kahramanmaraş’ın tarihi çarşılarının ortasında, zamana meydan okuyan bir yapı olan Taş Medrese, Dulkadiroğulları Beyliği hükümdarlarından Alaüddevle Bey tarafından inşa ettirildi. Medrese, sadece mimarisiyle değil, şehrin kültürel ve sosyal yaşamındaki rolüyle de büyük bir değer taşıyor. Taş Medrese’nin konumu da oldukça dikkat çekiyor. Şehrin en önemli yapılarından biri olan Ulu Cami ile yan yana durması, bu iki yapıyı tarihsel bir bütünlüğün parçası haline getiriyor. Tek katlı, açık avlulu ve tek eyvanlı klasik medrese mimarisi, yapının sadeliğini ve zarafetini ön plana çıkarıyor. Bir zamanlar öğrencilere eğitim veren odalarıyla, bu yapı geçmişin eğitim ve kültür merkezi olarak hizmet vermişti.
KÜLTÜREL BİR BULUŞMA NOKTASI
Günümüzde Taş Medrese, sadece bir tarihi eser olmanın ötesine geçerek bir kültür merkezi haline geldi. Yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği bu medrese, geçmişle günümüz arasında bir köprü kuruyor.
ALAÜDDEVLE BEY’İN OĞLU İÇİN İNŞA EDİLEN ANIT TÜRBE
Taş Medrese’nin içerisinde yer alan türbe, medreseye ayrı bir anlam katıyor. Alaüddevle Bey, Safeviler tarafından öldürülen oğlu Şahruh Mehmed’in anısına 1510 yılında bu anıt türbeyi inşa ettirdi. Kare planlı, içi kubbeli ve dışı piramit şeklinde olan bu türbe, medresenin mimarisiyle uyumlu bir şekilde yapıldığı da görülüyor. Türbede yer alan yedi sanduka ise tarihi derinliği gözler önüne seriyor. Bu sandukalardan biri Alaüddevle Bey’in kızına, diğer altısı ise Kurtuluş Savaşı’nın milli kahramanlarına ait. Kahramanmaraş’ın tarihi çarşıları arasında bir hazine gibi duran bu yapı, tarih meraklıları için vazgeçilmez bir durak olmaya devam ediyor.