Son yıllarda değişen iklim koşulları nedeniyle azalan yağış miktarı, çiftçileri zor durumda bırakırken gıda fiyatlarında da artışa neden olabileceği öngörülüyor. Toprakta yeterli nemin olmaması, ekinlerin büyümesini engelliyor ve ürün kalitesini düşürüyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Ziraat Mühendisi Celal Kuru, badem, kayısı ve Antep Fıstığı gibi meyve ağaçlarının susuzluğa dayanıklı olduklarını ancak bu meyve ağaçlarının kışın sulanması halinde ürün veriminde ve kalitesinde artış olacağını söyledi. Kuru, konuşmasının devamında; çiftçilerin ekim tercihlerini yağış miktarlarına göre tercih etmesi gerektiğini belirtti.
TARIM SUSUZ OLMAZ
Ziraat Mühendisi Celal Kuru, “Badem, Antep Fıstığı gibi ürünler susuzluğa dayanır. Yani susuzluktan çok fazla etkilenmez. Bu ağaçların sulanmayacağı anlamına gelmez. Bu ağaçları sularsan daha iyi gelişir. Verimde daha çok artar. Fıstık ağaçları, Şanlıurfa'da, Siirt'te kışın sulanır. Bu şekilde kışın çok fazla su istemeyen ağaçlar bile istiyorsa diğer ağaçların halini bir düşünün. Şeftali, kayısı gibi meyve ağaçları susuzluktan çok etkilenir. Halkımız arasında bazı ağaçlar için su istemez tabiri var, bu yanlış. Susuzluğa dayanır demek daha doğru. Ama su verirsen daha iyi gelişir. Buğday, mısır gibi tarla ürünlerine su vermesen olmaz. En basitinden bir buğdayı düşünelim. Buğdayı sulama imkânı olmayan yerlere ekende var. Ama onların aldığı verimle sulanan buğdayın vereceği ürün aynı olmaz. Taban arazilerde imkân varsa mutlaka sulanır. Sulamakta iyi olur. Verimi çok etkiler. Bu seneki yağışlar hakikaten çok düşük oldu. Benim tahminim yağışlar yarı yarıya azaldı. Kahramanmaraş’ın uzun yıllar ortalaması 720 milimetre civarında. Bu sene çok düştü. Onun için verimi de çok düşük bekliyoruz.
TARLALARIMIZIN TAHLİL EDİLEREK KATEGORİZE EDİLMESİ LAZIM
Yağışın dağılımı çok önemlidir. Diyelim ki eylül ayında, ekim ayında yağış oldu. Bu bir işe yaramaz. Bitkinin istediği zamanda olması lazım. Bunu tarla ürünleri için söylüyorum. Bunların kökleri çok yukarıda olduğu için bir meyve ağacı gibi suya kolay ulaşamaz. Kışın yağan yağışlar toprakta birikir meyve ağaçları da kökleriyle derinlere inip bu sudan faydalanır. Tarım için su çok önemlidir. Tarlalarımızın tahlil edilerek kategorize edilmesi lazım. Yani şu tarla diyelim ki sulanması gereken bir tarla, şurada da sulanmayacak bir yer var. Bunların öğrenilmesi lazım. Ona göre sulama yapılması gerek. Devlet olarak bizim hedefimizin sulanabilecek arazilere mutlaka suyu temin etmek olmalıdır. Bunun için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Altyapı yatırımlarına girmek lazım.
ARAZİYE SU GETİRİLEMİYORSA BÖLGEDE DERİN SONDAJLAR YAPILMALIDIR
Yani barajlar ne için yapılıyor, suyu kışın biriktirelim, gerektiği zaman da araziye verelim diye yapılıyor. Devletin etkin bir şekilde vatandaşın sulanabilir arazisine mutlaka su temin etmesi lazım. Arazilere su getirilemiyorsa bölgede derin sondajlar yapılmalıdır. Su çıkarma imkânı varsa devlet bunu ya kendi yapacak ya da vatandaşa destek olaraktan bu taban sudan istifade edilmesini sağlaması lazım. Vatandaşın su miktarına göre ne ekeceğini belirlemesi lazım. Her ürün her yere ekilmez. Çiftçinin program dâhilinde ürünlerini ekmesi lazım. Bunu yapmazsa perişan olur. Çiftçi örneğin şu ürünü ekeceğim dedi ama beklediği yağış olmadı. Ne olacak şimdi? İşi şansa bağlıyor. Bu doğru değil. Devletin burada tedbir alarak ekilebilir, sulanabilir arazileri değerlendirip milli ekonomiye katkı sağlaması gerek” ifadelerini kullandı.
