1871 yılında Maraş’ın en eski mahallelerinden Kuytul’da (bugünkü Kurtuluş Mahallesi) dünyaya gelen Hürü Ana, Ermeni çetecilere karşı gösterdiği korkusuz tavırla hafızalara kazındı. Elinde yalnızca bir odun parçasıyla düşmana meydan okuyan bu güçlü kadın, yılgınlığa kapılan Türk halkını cesaretlendirdi.
BİR ANNE, BİR KAHRAMAN
Hürü Ana, çevresinde yıllarca komşuluk yaptığı Ermeni ailelerle kardeşçe yaşamıştı. Ancak Ermeni çetecilerin, bölgede terör estirmeye başladığı günlerde, halkın büyük bir kısmı korku ve baskı altında ümitsizliğe kapılmışken, Hürü Ana cesurca öne çıktı. Elinde yalnızca bir odun parçasıyla Ermeni çetecilere meydan okuyan bu güçlü kadın, halkın korkusunu cesarete dönüştüren bir lider haline geldi. Komşularının gözlerinin içine baka baka bağıran Hürü Ana, "Onların hepsi bana yetmez," diyerek meydan okudu. Korkusuz tavrıyla hem halkı cesaretlendirdi hem de düşmana meydan okudu. 16 yaşındaki oğlu Ökkeş’i siperlere gönderirken, “Ya şehit olacaksın ya gazi!” diyerek onu vatana adayan bu kahraman Türk kadını, Milli Mücadele’nin öncü isimlerinden biri haline geldi.
"ŞEKER" SOYADIYLA HATIRLANAN BİR EFSANE
Soyadı kanunu çıkınca “Şeker” soyadını alan Hürü Ana, hayatı boyunca vatanına olan sadakati ve cesaretiyle anıldı. 5 Ağustos 1953'te vefat eden Hürü Ana, Maraşlıların hafızasında ve Türk tarihinin altın sayfalarında yaşamaya devam ediyor.