Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde doğan ve tüm Türkiye'ye yayılan "Meyrik Türküsü," derin bir aşk ve hüzün hikâyesinin yankısıdır. Bu türkü, acı dolu sözleri ve içten ezgisiyle yüzyıllardır dinleyenlerin yüreğine dokunuyor. Peki, bu duygu dolu türkünün ardında nasıl bir hikâye saklı?

Meyrik ve Abdulkadir: Beşik Kertmesinden Ağıta Uzanan Bir Aşk Hikâyesi

Meyrik Türküsü'nün kahramanı Meyrem, Maraş'ın Pazarcık ilçesinde dünyaya gelmiştir. Onun hikâyesi, kaderin acımasız çarkları arasında sıkışmış bir aşk hikâyesidir. Beşik kertmesi olarak nişanlanmış olan Meyrem ve Abdulkadir, zor ve engebeli bir yolculuğun ardından evlenirler. Ancak, hayatın zorlukları onları bir an bile yalnız bırakmaz.

Meyrem'in babası, o doğmadan önce askerde vefat eder. Meyrem, Abdulkadir’in amcasının kızı olup, bu olay, onun için daha da zor bir çocukluk dönemi anlamına gelir. Yıllar geçtikçe Meyrem ile Abdulkadir’in arasındaki bağ daha da güçlenir ve sonunda evlenirler. Ancak ne yazık ki, bu mutlu birliktelik de sıkıntılarla doludur; çiftin çocukları olmaz. Bu durum, Meyrem'in yüreğinde derin bir yara açar ve onun ruhunda büyük bir üzüntüye sebep olur.

Meyrik'in Hastalığı ve Trajik Sonu

Meyrem, üzüntüsünden dolayı zamanla eski tabirle "ince hastalık" olarak bilinen verem hastalığına yakalanır. O dönemde doktor ve ilaç bulmak zor olduğu için, hastalığı hızla ilerler. Meyrem ve Abdulkadir, belki değişen hava koşulları iyileşme getirebilir umuduyla Bitlis yöresindeki Enzek Yaylası’na giderler. Ancak, Meyrem burada 30 yaşında son nefesini verir.

Acı Dolu Cenaze Yolculuğu

Meyrem'in ölümünden sonra, cenazesini hayvan sırtında Bitlis Kalesi'ne getirirler. Buradan, bir kamyonla Maraş'a doğru uzun bir yolculuğa çıkarlar. Ancak, Kapalıcam’a geldiklerinde çatışmalar nedeniyle ilerlemeleri durdurulur. Meyrem'in halası, kumandana yalvararak cenazelerinin geçişine izin verilmesini sağlar. Kumandanın ateşkes emri vermesiyle birlikte, cenazeyi Pazarcık'a getirip defnederler.

Meyrem’in ölümü üzerine, halası ona Kürtçe bir ağıt yakar. Bu acı dolu ağıt, Meyrik Türküsü'nün temelini oluşturur. Aşık Ruşani bu ağıtı daha sonra Türkçeye çevirir ve türkü, bugünkü halini alır.

Meyrik Türküsü: Zaman İçinde Değişen Bir Miras

"Meyrik Türküsü," anonim olarak kabul edilse de, zaman içinde birçok sanatçı ve ozan tarafından farklı şekillerde yorumlanmış ve yeniden hayat bulmuştur. Bazıları bu türküye Mahsuni Şerif’in, bazıları ise Aşık Ruşani’nin bestesi olarak sahip çıkar. Ancak, bu türküde en önemli olan, onun içindeki derin duygular ve acıların herkes tarafından hissedilmesidir.

MEYRİK TÜRKÜSÜ SÖZLERİ

Maraş’tan bir haber geldi
Dediler ki Merik öldü oy oy oy
Keşke Merik ölmeseydi
Kesileydi elim kolum

Oy Merik Merik Merik
Ben kurbanım sana Merik
Ben hayranım sana Merik

Doktor yarayı kesiyor
Gene Merik kan kusuyor
Dediler ki Merik öldü
Anası kime küsüyor

Oy Merik Merik Merik
Ben Kurbanım sana Merik
Ben hayranım sana Merik

Şu Meriğin acısına
Çarşaf serin gecesine
Keşke Merik ölmeseydi
Sabır onun anasına

Oy Merik Merik Merik
Ben kurbanım sana Merik
Ben hayranım sana Merik

Editör: Melisa Türkmen