Kadınların doğurganlık süreci, tarih boyunca toplumların en çok önem verdiği konular arasında yer aldı. Kahramanmaraş’ta da geçmişten günümüze uzanan pek çok geleneksel inanış, özellikle gebelik ve doğum süreçlerine dair çeşitli uygulamalarla yaşatılmaya devam ediyor. Bilimsel temelden uzak olsa da, bu inanışlar halk arasında umudu, şifayı ve bereketi temsil ediyor. Toplumun değer yargıları ve kültürel kodlarıyla şekillenen bu uygulamalar, çoğu zaman aile büyüklerinden aktarılan bilgiler doğrultusunda yaşatılıyor.

HAMİLE KALMAYAN KADINLARA YÖNELİK UYGULAMALAR

Bazı toplumlarda, modern tıbbın bu denli gelişmediği dönemlerde, evlilikten sonra geçen birkaç ay içinde hamile kalmayan kadınlar "kısır" olarak değerlendirilirdi. Bu durumun üstesinden gelmek amacıyla, geleneksel yöntemlere başvurulurdu. Özellikle doğurganlıkla ilişkilendirilen doğal ve sembolik unsurlar, bu uygulamaların merkezinde yer alırdı. Bu yöntemlerden biri, değirmenden getirilen suyun ardıç, mazı gibi ağaçlarla birlikte kaynatılması ve elde edilen suyla banyo yapılmasıydı. Bu suyla yıkanan kadının kısa sürede hamile kalacağına inanılırdı.

YAMALI ELBİSEYLE UMUT TAŞIMAK

Bir başka dikkat çekici inanış ise, çocuğu olmayan kadına yedi çeşit yamalı kumaştan dikilen bir elbisenin giydirilmesi. Bu elbiseyi giyen kadının hamile kalacağına inanılıyor. Ancak inanca göre, bu yöntemle dünyaya gelen çocuğun ilk yedi yılı boyunca kıyafetlerinin başkaları tarafından giydirilmesi gerekiyor. Bu durum, toplumdaki inançların yalnızca doğum süreciyle değil, çocuğun yaşamının ilk yıllarıyla da şekillendiğini gösteriyor.

DOĞUM SIRASINDAKİ MANEVİ BAĞLAR

Hamile kalmak isteyen kadınların, doğum sancısı çeken başka bir kadının eline ekmek vermesi de bir başka yaygın inanış olarak öne çıkıyor. Bu eylemin doğurganlığı artıracağına ve kadının çocuk sahibi olacağına inanılıyor. Ayrıca, yeni doğum yapmış bir kadının plasentası (eş) üzerine oturmanın ya da doğum yapmış bir hayvanın plasentasının içini dışına çevirmenin de doğurganlığı artırdığı düşünülüyor. Bu tür uygulamaların doğumun kutsallığına ve yeni hayatın simgesel değerine dair derin inançları yansıttığı görülüyor.

Editör: Melike Algan