Türkiye’nin en eski çarşılarından biri olan ve 500 yıllık bir geçmişe sahip Tarihi Kapalı Çarşısı, sadece alışverişin değil, aynı zamanda kültürel mirasın da önemli bir parçasını oluşturuyor. Ancak bu tarihi çarşı, zamanla birçok zanaatkarın elinden kayıp giden geleneksel mesleklerin yok olma tehlikesine de şahitlik ediyor. Çarşıdaki son kalaycı ustası Bünyamin Özdek, unutulmaya yüz tutan mesleğini büyük bir özveriyle sürdürüyor ve adeta tarihin tozlu sayfalarını bugüne taşıyor.
BİR ÇOCUKLUK MESLEĞİ: KALAYCILIK
Kahramanmaraş’ta 40 yıldır Kalaycılık yapan Bünyamin Özdek, mesleğiyle ilgili şunları ifade etti; "Çocuk yaşta bu işe başladım ve hala aynı aşkla devam ediyorum. Başka bir iş yapmamı önerenler oluyor, ama bu iş benim hayatım. Gözümü açtım, kalaycılığı gördüm. Bu meslek bana emanet gibi. Bundan sonra ne olur tahmin edemem ama kalaycılığı bırakmayı düşünmüyorum."
ERMENİ ZAMANINDAN KALDIĞINI BİLİYORUM
Kalaycılığın kökenlerine dair konuşan Özdek, mesleğin tarihi hakkında detaylı bilgiye sahip olmadığını ancak bu işin Ermeni dönemine dayandığını duyduğunu ifade ediyor. Geçmişte oldukça revaçta olan bu meslek, endüstriyel üretimin yaygınlaşmasıyla birlikte giderek azaldı. Bünyamin Usta, bugün çarşıdaki son kalaycı olarak, mesleğini yaparak geçmişle bugün arasında bir köprü kurmaya çalışıyor.
GELENEKTEN GELECEĞE UZANAN BİR KÖPRÜ
Tarihi Kapalı Çarşısı’nda artık son kalaycı ustası olarak çalışan Bünyamin Özdek, mesleğini yalnızca bir zanaat değil, aynı zamanda bir kültür taşıyıcısı olarak görüyor. Modern dünyanın hızla değişen dinamikleri arasında, kalaycılık gibi zanaatlar, bir şehrin ve bir toplumun belleği olarak değerlendirilmeyi hak ediyor. Bünyamin Usta, atölyesindeki emeği ve azmiyle bu mirası geleceğe taşımak için mücadele vermeye devam ediyor.