Garsonlarına eski dönemlere ait kıyafetler giydirerek müşterilerini karşılayan Hışır Han, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Dulkadiroğlu Beyliği Hükümdarı Alaüddevle Bey tarafından inşa ettirilen tarihi Hışır Han’ın içerisinde, 3 oda, bir teras, balkon ve su kuyusu bulunuyor. Yüzyıllardır çeşitli tahribata uğrayan hanı restore ederek kafeye çeviren Hışır Han Kafe işletmecisi Meltem Yürürdurmaz, şehrin tanıtımı için çalışanlara yöresel kıyafet giydirerek vatandaşların dikkatini çektiklerini belirtti.

IMG_9842IMG_9842

KIYAFETLERİ GİYEN PERSONELLERİMİZLE FOTOĞRAF ÇEKTİRMEK İSTİYORLAR

Hışır Han İşletmecisi Meltem Yürürdurmaz, “Tarihi Kapalı Çarşı’da 6 yıldır Hışır Han olarak hizmet vermekteyiz. Eski dönemlerde burada pamuk işleniyormuş ve bu süreçte pamuk kozalarından hışırtı sesi çıkmasından dolayı buraya Hışır Han ismi veriliyor. Garsonlarımıza yöresel kıyafetler, saraylarda eski dönemlerde giyilen kıyafetler, sultan ve padişah kıyafetleri, yeniçeri kıyafetleri giydirerek müşterilerimizi karşılıyoruz. O zamanlarda kullanılan bu kıyafetleri garsonlarımızın üzerinde gören müşterilerimiz kafemize gelerek o dönemlerdeki ruhu yaşıyorlar. Buraya gelen müşterilerimiz bu kıyafetleri giymek isterlerse onlara da giydiriyoruz. Kıyafetleri giyen personellerimizle fotoğraf çektirmek istiyorlar. Yöresel kıyafetler vatandaşların dikkatleri çekiyor. Bu şekilde yapılan şeyler Kahramanmaraş’ın tanıtımı noktasında önemli rol oynuyor. Çarşının girişinde bulunuyor arkadaşlar,  gören insanlar bundan memnuniyet duyuyorlar. Kafemizi de ziyaret ederek bu tarihi yeri görme şansı buluyorlar.  IMG_9838-2

TÜNELİN DEVAMI KAHRAMANMARAŞ KALESİNE VE SARAYALTINA BAĞLANIYOR

Burası tarihi bir yer. 1500’lü yıllarda yapılmış, 500 yıla yakın bir tarihi var. Çok eskiden han olarak kullanılıyormuş. Alışveriş merkezi gibi. Atlarla gelip alışveriş yaptıkları ve aynı zamanda konakladıkları bir yer. Biz şuan 3 odasını kullanıyoruz. Odamızın bir tanesinde, devamında tünel olan bir kuyu var. Tünelin devamı Kahramanmaraş Kalesine ve Sarayaltına bağlanıyor. Savaş döneminde gizli bir geçit ve sığınak olarak kullanılmış bir yer. Burası dedelerimizden kalma bir yer. Restorasyonunu orijinalliğini kesinlikle bozmadan yaptık. Hiçbir köklü değişiklik yapılmadan orijinal halini koruyor. İçeride bulunan kuyumuz vatandaşların dikkatini çekiyor. İşte video ve fotoğraflarını çekiyorlar ve tarihçelerini dinlemek çok ilgileri çekiyor. O kuyunun devamında tünel olması ve savaş döneminde gizli bir geçit olarak kullanılması dikkatlerini çekiyor.  Şuan tünele girilmiyor ama kuyunun üstünü cam ile kapattık. Çünkü çocuklar eğilip içine bakmak isteyebiliyorlar. Buradan içinin bir kısmı görünüyor.

IMG_9824-1

KIZ İSTEMELERİNDE KIZIN GÖNLÜ VARSA BU KAHVEYİ YAPIYOR

Yine Osmanlı döneminde yapılan Cilveli Şehzade Kahvesi’ni de yapıyoruz. Sadece Şehzadelerin içtiği bir kahve. O zamanlar Şehzadeler arasında yayılıyor çok güzel bir kahveymiş diye. Sonra bu halk arasında da yayılıyor. Kız istemelerinde kızın gönlü varsa bu kahveyi yapıyor. O zamanlar utanılıp çekinildiği için kız bu kahveyi yaparsa hem babası hem gelen görücüler kızın gönlünün olup olmadığını oradan anlıyorlar. Kızın gönlü yoksa da tuzlu kahve yapıyor, gidiyor görücüler. Böyle bir hikâyesi var. Bundan dolayı kahvenin ismi Cilveli Şehzade Kahvesi oluyor. Sunumuyla da süslü bir kahve. Kahve çeşidi olarak içerisinde karışım kahve var. Fincanın kenarı süsleniyor, kavrulmuş badem ve fındık koyuluyor içerisine, çikolata sosu ile süsleniyor, özel tepsisi ile sunuma hazırlanıyor” diye konuştu.

Haber: Emrah Özdemir

Editör: Didem Kayabaşı