Bağlar’ın bu haftaki yazısında, 1937 yılında Kahramanmaraş Belediye Bandosu’nun tarihine damga vuran bir olay, dönemin Valisi Salih Cemal Gülen’in vefatı sonrası yaşananlar tüm detaylarıyla yer aldı. Manşet Gazetesi’nin arşiv yazarı Mehmet Bağlar, bu hafta okurlarını 1930’lu yılların Kahramanmaraş’ına götürüyor. Osmanlı’dan günümüze uzanan müzik kültürünün önemli yapı taşlarından biri olan Kahramanmaraş Belediye Bandosu’nun tarihini yazan Bağlar, bu kez dönemin valisi Salih Cemal Gülen’in trajik vefatını ve sonrasında yaşanan gelişmeleri ele aldı.
CENAZESİ İSTANBUL’A GÖNDERİLEMEYİP KAHRAMANMARAŞ’TA DEFNEDİLİYOR
1936-1937 yıllarında Kahramanmaraş Valiliği yapan Salih Cemal Gülen, ani bir şekilde rahatsızlanarak yaşamını yitiriyor. O dönemde iletişim ve ulaşım şartları oldukça kısıtlı olduğundan, cenazesi İstanbul’a gönderilemeyip Kahramanmaraş’ta defnediliyor. Vefatının üzerinden beş ay geçtikten sonra İstanbul’daki ailesi cenazeyi almak için şehre geliyor. Yeni atanan Vali Osman Şahinbaş ise kendisini hiç beklemediği bir krizin içinde buluyor. Göreve büyük bir heyecanla başlayan Şahinbaş, önceki valinin mezarının açılması ve naaşın İstanbul’a gönderilmesi işlemleriyle birebir ilgilenmek zorunda kalıyor. Ancak dönemin teknik ve lojistik yetersizlikleri işleri içinden çıkılmaz hale getiriyor.
CENAZE HEYETİ, VİRAJLI VE TOZLU YOLLARLA KAHRAMANMARAŞ’A VARIYOR
Mehmet Bağlar, yazısında Şahinbaş’ın iç dünyasına da ışık tutuyor. Vali, görevinden onur duyarken bir yandan da “gömüt açıcı” rolüne zorlanmanın sıkıntısını yaşıyor. Tabutun sızdırmaz biçimde hazırlanması, cenazenin zarar görmeden nakli ve halkla yaşanan soğukluk, Şahinbaş’ın valiliğini gölgeliyor. Gülen’in eşi ise ancak beş ay sonra şehre ulaşabiliyor. Fevzipaşa’ya trenle gelen cenaze heyeti, virajlı ve tozlu yollarla Kahramanmaraş’a varıyor. Dönemin belediye başkanı Doktor Tükel de bu sürece eşlik ediyor. Belediye Bandosu ise cenaze törenine eşlik ederek, bu tarihi ana tanıklık ediyor.
Bağlama üstadı ve müzik tarihçisi Mehmet Bağlar, Kahramanmaraş’ın kültürel hafızasını yaşatmak için hazırladığı bu yazı dizisinde, şehrin unutulmuş tarihini yeniden gün yüzüne çıkarıyor.
