Jean-Jacques Rousseau, 18. yüzyılda dünyadaki bütün kötülüklerin kaynağının özel mülkiyet olduğunu söyledi. Haklı mı? Bence sonuna kadar haklı. Dünyadaki hangi mülkiyet yaratıcı tarafından bir insanoğluna verilmiştir? Ben mi yanlış biliyorum arkadaşlar, Tanrı böyle bir hakkı kimseye vermedi. Tarihte hangi kendini bilmez, ‘Burası benim, burası benim malı, burası bana ait’ dediyse birileri ona karşı çıkıp ‘Sen hayırdır ya, bu hakkı nereden alıyorsun?’ diye sormalıydı, kimse bunu yapmadı kimse bunu sorgulamadı. Klişe laflardan birisidir, iyilik bulaşıcıdır, kötülükte öyle. Birisi insanlığın kaderini değiştirecek bir kötülük yaptı, narsistik yaptı, diğer insanlarda ona ayak uydurdu. Sonrasında şeytan olan biten her şeyi oturup izledi. İnsanların ne kadar kötü birer mahlûkat olduğunu hayranlıkla seyretti.

***

Düşünsenize kartalsın ya da kedisin fark etmez, istediği ülkeye gidebiliyor, ya insanoğlu? Hayır o gidemiyor. Çünkü mülkiyet var herkesin, kendine ait bir ülkesi var kendine ait bir evi var. Olmaz. Lisedeki Geometri öğretmenimiz bazen bizlere İslam ile ilgili bilgiler verirdi. Bir gün, şeytanın Hz. Âdem’e secde etmemesi ile ilgili konuya da değinmişti. İnsanoğlu gerçekten iyi olursa, Tanrı’nın emrinde olan meleklerden daha iyi bir mahlukat olacağını, aynı zamanda kötü olursa şeytandan da kötü olacağını söylemişti. Şunu kabul eder misiniz etmez misin bilemem ama her insanoğlunda Tanrının nefesi olduğu gibi Şeytanında vesvesesi var. Velhasılıkelam ben de Jean-Jacques Rousseau’a hak veriyorum. Tüm kötülüklerin temelinde mülkiyet kavramı vardır.