‘Bana da söyle, bana da söyle!’ diyor Ferdi Tayfur şarkısında; devam ediyor; “yılların acısını nasıl dindirdin?’
Haaa, işte orada duracaksın. Çünkü yıllara sığan hatıralarımız, geleceğe dair hayallerimiz, bardakta bıraktığımız yarım çaylarımız, torunlarımıza sakladığımız fotoğraflarımız, bir günde, bir saniyede toprakla buluştu, enkaz kamyonu ile bilmediğimiz, bir daha kavuşamayacağımız yerlere bırakıldı.
Şehri tanımakta zorluk çekiyoruz. Kim, hangi kurum neredeydi, bir tek Valilik kaldı merkezde, bir de Müftülük. Buralardan bakınca, çat pat neyin ve kimin nerede olduğunu çıkarabiliyoruz.
Evet, beynimizden geçen fay hattı bizi hâlâ akıllandıramadı ki, talan, yağma, kandırma, fırsatçılık hiç dinmedi yağmur gibi.
Ramazan ile birlikte fırsatçılık tavan yaptı, zirveye çıktı.
*
Deprem kadar seçim de bir gerçek. Deprem gerçeği ile yüzleşsek de, hayat devam ediyor ve Türkiye 14 Mayıs’ta genel seçimlere gidiyor. Benim senelerdir tanıdığım, şahsiyetine kefil olduğum, kişiliğine on üzerinden on puan verdiğim Afşin’in hatırı sayılır esnafından, işadamından sevgili Hamit Bülent Eken, sayfasında bir paylaşımda bulundu.
Baştan yazayım, aday adayı değil.
Malum, şimdi moda milletvekilliği aday adaylığı… Bu süreç Çarşamba günü sona eriyor, muhtemelen 9 Nisan’da da adaylar belli olacak. Partisinin bir önemi yok. Kime layıksa, kimlere müstehak ise, onlara hayırlı olsun!
Onu sizinle paylaşmak istedim, belki kendisine pay, ders çıkaran olur diye.
“Sevgili dostlar, malum 14 mayısta seçim var ve aday olup olmadığımı soruyorsunuz. Aday değilim.
Çünkü ; Siyaset seçimden seçime kendi nefsini tatmin etmek için ya da reklam olsun diye ya da bilet al belki çıkar diye ya da olmadı ihale alırım ya da vekil olmam ama bürokrat olurum ya da terfi ederim ya da geçmişte FETÖ bulaşığımı silerim ya da ben zaten her yere kadrolu adayım diye ya da ya da ya da’larla değil ben millet için hizmet için bu yola çıktım diyerek emek sarf ederek çalışarak, son dakkada değil siyasetin içinde bulunarak , milletin içinde olarak hem Genel Merkezde hem de yerelde güçlü bağlantılar kurarak emek sarf ederek talip olunması gereken bir süreç olduğuna inanıyorum.
Uzun süredir siyasetten uzak kaldığım, iş ve eğitim hayatımla meşgul olduğum için böyle bir hakkı kendimde görmedim.
Ayrıca bu deprem sürecinde de net bir şekilde gördük ki hizmet için illa bir makama bir etikete ihtiyacımız yok. İsimsiz ve reklamsız nice kahramanlarımız var aramızda. Niyeti halis olanların Mevla yardımcısı olsun. Selametle…”
*
Sevgili Hamit Bülent Eken erdem sahibi bir insan. Afşin’in de hatırı sayılır akil insanı, kanaat önderi. O bile siyasetten nefret eder hale gelmiş. Doğru, zamanında, geçmiş dönemlerde milletvekili adayı da oldu, ancak bu zamanda doğruların, iyi niyetlilerin ve hizmet edecek yetenekli kimselerin kıymeti harbiyesinin olmadığını düşünerek, bu dönemde siyaseti düşünmedi.
Kalite yerlerde sürünürken, kıymetli dost insan, kendini aynı terazinin kefesine koyamazdı.
*
Daha deprem psikolojisinden, travmasından kurtulamamışken, acıları dindirecek, yaraları saracak merhem bulunmamışken, bu zamanda siyasete girmek, bulaşmak cesaret ister, yürek ister.
Ama aday adaylarına bakıyorum, (tenzih ettiklerimi, onları meclisten ayrı tutuyorum. Yani bir kasa domates alıyorsun, üst tarafı iri, güzel, alt tarafı bağlar gazeli, yani çürük-çarık. Ki onlar da kendini biliyor zaten) yüreklerinin olup olmadığından kuşku duyuyorum!
Sayın Hamit Bülent Eken çok haklı imiş! Doğru yerde, doğru zamanda doğru karar vermiş!