Nerede o eski bayramlar!
Bu nakarat sözler, özellikle 40 yaş üzeri kuşağın dilinden düşmez. Eskiye özlem-hasret bazılarımızı alır, başka dünyalara götürür.
Nedense bu kişiler, sahip oldukları değerleri çoğu kez görmezlikten gelirler. Şikâyet etmeyi de bir sanat olarak görürler.
Hiçbir şeyden memnun olmayan bu karakterler dün vardı, bugün de varlar, yarın da olacaklar.
Bayramı bayram yapan biziz.
Bayramı bayram yapan zaman değil insandır.
Merak etmeyin, bayramları tatil olarak görenlerin yanında, azımsanmayacak bir kitle de halen bayramların duygusunu ve ruhunu yaşıyor.
Bir değişim yaşadığımızı gerçeğini de göz ardı edemeyiz. Geniş aileden, çekirdek aileye geçişin tabi ki bir bedeli olacak. Şehirleşme ile gelen iletişim eksikliği de bunun sonucu...
Bayram denilince önce çocuklar ve yaşlılar akla gelir.
Aile büyüklerimizin veya yakınlarımızın ellerini öpmüyor, gönüllerini ziyaretlerle hoş edemiyorsak, telefonla veya görüntülü görüşme ile onları mutlu edebiliriz.
En büyük saygısızlığı da samimiyetsiz bayram mesajlarında görüyorum.
Çocuklar mı? Şimdiki çocuklar daha şanslı. Artık yeni kıyafetler almak için bayramları beklemiyorlar, harçlık sorunu çekmiyorlar.
Gamlı baykuşlara inat, hala bayramların tadı var.
Ve ne mutlu bize! Hala yaşayan gelenek ve değerlerimiz var.
Babayla gidilen bayram namazları... Namaz sonrası, fırından yeni çıkmış sıcacık ekmekle yenilen mükellef kahvaltı sofraları... Kahvaltıdan sonra bayramlaşma, arkasından anne ve babadan alınan harçlıklar...
Akraba ziyaretleri... Özlenen insanlarla bir araya gelmek...
Ev tatlıları ile ağızların tatlanması...
Sevgili dostlar; eski bayram kokularını dışarıda aramayalım. Bayram yüreğimizde...
İyi bayramlar Kahramanmaraş!
İyi bayramlar Türkiye!