Cehalet bulaşıcı mıdır? İsteyerek mi olunur? Yoksa yetiştirilmeyle mi alakalıdır?
Cehaleti araç olarak tanımlarsak her zaman yolda bırakır. Tekeri patlar, motoru arıza verir vs. Bu aracı yaptırmak yerine neden iterek gitmek istediğin yere götürürsün? Gideceğin yere ulaşabilirsin ama ya geri dönüşü? Bu araç yenilenmeye/yaptırılmaya muhtaç.
Bu araç seni sadece yolda değil, insanların içinde de rezil eder. “İyi kötü götürüyor işte” dersin ama iyi de kötü de götürmüyordur o seni.
Benzetmemizde sadece bir uyuşmazlık var. Aracı yaptırmak ücretli, bilgiye ulaşmak ücretsizdir. Ama yine cehalet, ücretsiz öğreneceği şeylere bile israf olarak bakar. Ya da zaman kaybı.
Ne yola çıkabilirsin onla, ne de toplum içine girebilirsin. Seni değil kendini bile düşünemez. Düşünse böyle olmazdı zaten. Toplandığınız arkadaş ortamında sevilmeyen ama mecbur tutulan insanlardır. Her şeye aç ama her şeye de bir o kadar tok olan birisi.
İnsanoğlu değişkendir. Cehalet değişebilir. At gözlüğünü gözünden çıkarabilir. Egoistliğini en aşağıya indirebilir.
Cehalete düşmemek için bilge bir adamdan öğreneceğin şeyler vardır. Vahiylerde bunlar da var, onları da araştır;
“Ona Allah’ tan kork dendiği zaman cahiliyet duygusu, izzeti onu günah işlemeye götürür. İşte buna cehennem kâfidir ve o cehennem ne kötü yataktır. “
(Bakara 206 / 31 )
Bu yazımda çok soru soruldu. Bir düşünelim, cevabını verelim. Son olarak bir düşünce payı;
Bir dinin ilk emri neden OKU olabilir?