Uzun yıllar önce topraklarının bekası ve geleceği için can hırlaş savaşan Kahramanmaraş halkı, köklü bir tarihe imza atarken, o zamandan bu zamana şehrin günümüzdeki haline ulaşmasında büyük yollar kat etti. Yabancılar tarafından çok kez işgal edilen Maraş toprakları her defasında yine kendi insanının oldu. Geçmişten bu yana anlatılan Maraş işgallerinden kurtulma olayları gelecek nesillere ata emaneti olarak anımsatılırken bu olaylardan en unutulmazı da Bayrak Olayı olarak karşımıza çıkıyor.
MARAŞ’TA ASAYİŞ TAMAMEN BOZULDU
Sütçü İmam Olayı, Maraş’ta İstiklal mücadelesinin il kıvılcımı oldu. Fakat bu olaydan sonra Fransızların desteğini alan Ermeniler, silahlanmaya başladı. Zeytun, Fırnız, Fındıcak ve Kişifli gibi Ermeni nüfusun yoğun olduğu bölgelerden şehre gelen Ermeni çeteler, şehrin dışındaki ıssız yerlerde halka saldırmaya, geceleri sokaklarda Türklere ateş etmeye başladılar. Bir müddet sonra şehir içerisinde asayiş tamamen bozuldu. Bunun üzerine Fransızların Adana Askeri Valisi Albay Bremond tarafından Maraş’ta asayişi sağlaması için Osmaniye askeri valisi Yüzbaşı Andre Maraş’a gönderildi. Yüzbaşı Andre 26 Kasım 1919 günü yanında Osmaniye’den bazı misafirler ve az sayıdaki askerle birlikte Maraş’a ulaştı. Şehre geldiği gün Mutasarrıf ata efendi, Kadir Paşa ve Agop Hırlakyan ile görüştü. Bir gün sonra Ermeniler, Adana valisi Bremond ve Yüzbaşı Andre’nin şerefine, 27 Kasım 1919 Perşembe akşamı, Hırklakyanların konağında bir balo tertip ettiler.
TÜRK BAYRAĞI MARAŞ KALESİNDEN İNDİRİLDİ
Fransız komutan Yüzbaşı Andre, çok sayıda misafirin katıldığı baloda Hırklayan’ın torunları Helena ve Victor ile tanıştı. Oldukça çekici ve güzel olan Helena’yı dansa davet etti ancak dans teklifi, Helena tarafından net bir şekilde reddedildi. Hırlakyan’ın oğlu Hovsep’in kızı Helena, Fransız Komutan Andre’ye “ Sizinle dans etmemekten dolayı beni mazur görünüz, üzgünüm. Çünkü kendimi hala esaret ve zillet içerisinde bir kadın olarak görüyorum. Kalesinde Türk bayrağı dalgalanan bir memlekette Fransızların ya da Ermenilerin hâkim olduğuna inanmıyorum. Bu yüzden sizinle dans edemem” dedi. Fransız Komutan Yüzbaşı Andre, beklemediği bir cevapla karşılaşmıştı. Şaşkınlığı üzerinden atar atmaz, yakındaki adamlarına derhal emir verdi. Yüzbaşı Andre’nin Türk Bayrağı’nın kaleden indirilmesi ve yerine Fransız bayrağının çekilmesi emri kısa süre emri harfiyen yerine getirildi. Ermeniler ve Fransızlar coşku içerisinde balodaki eğlencelerini sürdürdüler.
BİR YERDE İSLAM SANCAĞI DALGALANMIYORSA, NAMAZ KILMAK CAİZ DEĞİLDİR
28 Kasım Cuma sabahı kalede Türk Bayrağının yerinde Fransız bayrağının dalgalandığını gören Avukat Mehmet Ali Kısakürek “Alemi İslam’a Hitap” beyannamesini kaleme aldı. Yazdığı beyannameyi oğlu Şahap’a vererek Ulucami’de ve çarşı içerisindeki camilerde cemaatin görebileceği yerlere asmasını söyledi. Şahap Kısakürek babasının hazırlayıp çoğaldığı Alem-i İslam’a Hitap Beyannamesi’ni babasının dediği gibi Ulucami’ye, sokaklarda halkın rahatlıkla görebileceği yerlere ve çarşı içerisindeki cami kapılarına astı. Maraş halkı, gün ışıyıp dükkanlarını açmak için çarşıya gelmeye başladıklarında beyannamede olanları okudular. Cuma vaktine doğru halk akın akın Ulucami önünde toplanmaya başladı. Kendi aralarında bayrağın indirilmesini konuşmaya başlayan halk, sanki bir işaret fişeği beklercesine kaynıyordu. Cuma namazı vakti girince halk Ulucami’yi doldurdu. İçerde yer kalmamış ve halk caminin bahçesine taşmıştı. Hutbeyi okumak için minbere çıkan Rıdvan Hoca; “Müslümanlar, bir beldede Cuma namazı kılmak için o beldenin hür olması gerekir. Eğer beldede hürriyet yoksa, orada İslam sancağı dalgalanmıyorsa, namaz kılmak caiz değildir” dedi.
TÜRK BAYRAĞI TEKRAR GÖNDERE ÇEKİLDİ
Rıdvan Hoca’nın bu sözleri üzerine halk, orada bulunan Şeyh Ali Sezai Efendi’den bu hususta bir fetva istediler. Şeyh Ali Sezai Efendi’nin de Rıdvan Hoca ile aynı sözleri söylemesi üzerine cemaat harekete geçti. Cemaatten biri minberin kenarında asılı olan sancağı alıp “Bayrağımızı yerine koymak için kaleye hücum edeler!” diye bağırdı. Maraş halkı, Ulucami’den aldığı bayrağı kaleye dikmek için harekete geçti. Kısa sürede Evliya Efendi, Arslan Bey, Şeyh Ali Sezai Efendi, Dr. Mustafa, Aşıklıoğlu Hüseyin gibi kişiler de halkla beraber kaleye hücum ettiler. Kaledeki askerleri tepeleyip Fransız bayrağını indiren Maraş’ın kahraman halkı, Onbaşı Osman Erşan’ın indirildikten sonra bir köşeye atılmış halde bulduğu Türk bayrağını tekrar göndere çekti. Bayrağın altında namazı kılan Maraşlılar, kaleden sonra topluca hükumet binasına giderek Fransız işgal kuvvetleri komutanı Yüzbaşı Andre’yi protesto ettiler.
FRANSIZLARIN TÜM DÜNYADAKİ PRESTİJİ SARSILDI
Bayrak Olayı, basın yoluyla kısa sürede Anadolu’da ve tüm Avrupa’da duyuldu. Fransızların bir avuç silahsız sivil halka karşı başarısız olduğu haberi Fransızların tüm dünyadaki prestijini sarstı. Maraş halkının bu hareketinin diğer sömürgelere örnek olacağını düşünen ve bundan rahatsız olan Fransızların Doğu Akdeniz İşgal Kuvvetleri General Guro, Maraş’ın artık bir sorun olmaktan çıkmasını istiyordu. Bayrak Olayı’ndan hemen sonra Yüzbaşı Andre, Maraş’tan alındı ve yerine takviye kuvvetlerle bir Türk düşmanı olan General Kerret görevlendirildi.