Çin’in Wuhan kentinden ortaya çıkan ve tüm dünyaya hızla yayılan ölümcül virüs en son bizim ülkemizde de görüldü. Burada bir şeye değinmeden geçmek istemiyorum. Bakanlığımızın virüse karşı yürüttüğü etkin mücadeleyi tebrik ediyorum. Kaçınılmaz bir durumdu, gelmesi büyük ihtimaldi ve ne yazık ki ülkemizde de rastlandı.
Korona virüs daha ülkemize gelmeden hemen fırsatçılar ortaya çıkamaya başlamıştı. Virüsün ülkemize girmesiyle beraber fırsatçıların ağız maskelerine yaptıkları zamlarla insanlığımızı sorgulatır oldu.
Keşke bu fırsatçılık sadece maskeyle kalsaydı. Temizlik ürünlerine, kolonyaya, makarnaya ve bir çok ürüne gelen zamlar cabası. Neden biz böyleyiz? Neden böylesi zor durumlarda daha çok yardımlaşma, dayanışma olması gerekirken hemen durumu fırsata çevireyim çok para kazanayım bencilliğini gösteriyoruz? Burada virüsten daha tehlikeli daha acımasız bir durumun olduğunu görüyoruz. Ağzımızı açtığımız zaman müslüman bir ülkeyiz. Yaptıklarımıza baktığımız zaman müslümanlığın sadece adı kalıyor. Show tv sunucusu Ece Üner’in dediği gibi namaz 5 vakit ahlak 24 saat farz. Bundan sonra virüsle ilgili ne olacağını bilmem ama insanlığımızın sonu hiç iyiye gitmiyor.
Maalesef bu durumlar, bu şartlar ile temizliğimize dikkat ederek bu virüsten korunmalıyız. Temizliği imandan sayan bir inancın mensupları olarak bu durum bizim için işin en kolay tarafı olmalıdır diye düşünüyorum.
Yazıya Recep Tayyip Erdoğan’ın virüsle ilgili yaptığı konuşma ile son vermek istiyorum.
"Türkiye inşallah bu sıkıntıyı herhangi bir kayıp vermeden atlatacaktır, temennimiz budur. Hiçbir virüs bizim tedbirlerimizden daha güçlü değildir. Her hastalık gibi bu virüse karşı da bireyler olarak göstereceğimiz dikkat ve alacağımız tedbirler en etkili korunma yöntemi olacaktır. Özellikle yaşlılarımızın ve bünyesi zayıf vatandaşlarımızın en azından bir müddet kalabalık yerlerden uzak durmaları gerekiyor. Milletimiz nice saldırıları, dertleri göğüslemeyi başarmıştır. Allah'ın izniyle bunun da üstesinden gelecektir. Rabb'im yar ve yardımcımız olsun"