Para herkesi yozlaştırır, varlığıyla da yokluğuyla da…
Kahramanmaraş’ta da bu yozlaşmanın bir yüzünü yaşadık maalesef. Bazı vicdansız ev sahipleri, zaten depremin ezip geçtiği insanların sırtına bir de fahiş kira yükü yükledi. Çadır satan da gördü bu gözler, deprem yardımlarını cepleyen de… Fakat öyle bir şey işittim ki, bütün yozlaşmalar yanında masum kalır.
***
Depremden sonra Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Avşar Kampüsü çevresinde yapıların az hasar alması, şehrin oraya yakın kısımlarını görece daha yaşanılabilir hale getirdi. “Üniversite Kavşağı” olarak adlandırılan ve Turgut Özal Bulvarı üzerinde konumlanan göbekten; aşağıda Boğaziçi, yukarıda Mevsim Sitesi’ne doğru hayali bir çizgi çekelim. Bu çizginin şehir merkezi tarafında kalan kısmı ağırlıkla ailelerin mesken tuttuğu yerler. Üniversite tarafındaysa stüdyo ve apart dairler çoğunluğu oluşturuyor. Üniversiteye yakın taraftaki “evciklerin” asıl kümelendikleri yer ise Beyza Koleji ve Osmanlı Kahvesi arası. Bu aralıktaki işletmeler gündüz saatlerinde cıvıl cıvıl… Türkiye’nin dört bir yanından gelen öğrenciler, kitap kafelerde arkadaşlarıyla vakit geçiriyor. Peki ya saatler gece 12’yi gösterdikten sonra ne oluyor da oralar Hollanda’daki “red-light district”e dönüşüyor?
***
Öğrenci birkaç kardeşimden edindiğim bilgiye göre, saatler gece 12’yi gösterdiğinde Turgut Özal Bulvarı’nda manzara şu: Sayısız araba, içlerinde bir şoför ve en az bir yolcudan oluşan genç erkekler… Turgut Özal Bulvarı, karşı cinsi etkilemek için kullandıkları bir pist adeta. Kazaya davetiye çıkaran makaslar ve aniden yapılan hızlanmalarla daha da etkileyici olduklarını düşünüyorlar. Aslında yaptıkları, bölgeyi bir can pazarına çevirme riskinden başka hiçbir şey değil. Çünkü büyük çoğunluğu zil zurna sarhoş! Ki bu, okuyacaklarınızın yanında en masum olanı… Bu araçların bazıları ne yazık ki zehir de taşıyor. Zehir, bölgede polis çevirmesi varsa cadde üzerinden değil, ara sokaklardan gidiyor. Eğer araçla taşımak onlar için riskliyse, torbacılar tarafından yaya olarak götürülüyor. İşin en üzücü tarafı zehri taşıyan da kullanan da henüz 20’li yaşlarındaki gençler. Gel gelelim meselenin en zor kısmına. Dedik ya apart daireler diye, bu dayalı döşeli evler, çoğunlukla gayrimeşru ilişkiler için kullanılıyor. Bazen de fuhuş için… Üstelik fuhuş bataklığına çekilen kızların bazıları ne yazık ki üniversite öğrencisi.
***
İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya bugün sosyal medya hesaplarından “Narkoçelik” operasyonunun detaylarını paylaştı. Emniyet güçlerimiz, aylar süren teknik takip ve inceleme sonucu zehir tacirlerini saklandıkları deliklerde kıskıvrak yakaladı. Çok büyük miktardaki uyuşturucuya da masumları zehirleyemeden el koyuldu. Operasyon, birçok kentte eşzamanlı gerçekleştirildi. Kahramanmaraş, henüz listede yoktu. Fakat biliyorum ki memleketimde de Polis ve Jandarma’mız suç şebekelerinin ensesinde. Umarım en kısa zamanda muvaffak olurlar… Bu çerçevede, kurumlarımıza ve vatandaşlarımıza da çok iş düşüyor. Çünkü yaşananlar yalnızca bireysel bir kontrolsüzlük değil, aynı zamanda toplumsal bir zafiyetin de sonucu. Gençler arasında hız tutkusu, uyuşturucu kullanımı ve ticareti gibi sorunlar giderek yaygınlaşırken, bazı meskenlerin “yasadışı” amaçlarla kullanılması derin bir ahlaki çöküşün izlerini taşıyor. Yapılması gerekenler yalnızca cezai tedbirlerle sınırlı olmamalı. Gençleri destekleyecek eğitim, spor, sanat ve sosyal aktivite olanaklarının artırılması, “boşlukta” hisseden bireyler için bir çıkış kapısı yaratabilir. Aksi halde yozlaşma, bir neslin geleceğini tehdit etmeye devam edecektir.