SPORDA GERİ DÖNÜŞÜM


            Şöhret kazanılması çok zor bir basamak fakat  kaybedilmesi de bir o kadar kolay ve basit bir hadisedir. Yıllarca statlar da, spor salonlarında alın terleri dökerek kazanılan bir başarı sayesinde zirvede olanlar nefsinin etkisi ile bu yerde her zaman kalacağını, sanki şampiyonluk hiç bitmeyecek gibi sanır. Oysa bir zaman gelir bakar ki her şey bitmiş ve ilk başladığı yerde kendini buluverir. Evet sporun her türlüsünde kazanılan başarıda; 1-Çalıştıran Antrenör ve teknik adamın 2-Mali Destek veren kulübün 3-Manevi Destek veren memleketi ve milletin  4-En büyük motivasyonu aldığı ailenin etkisi hiç tartışılmayacak boyuttadır. İnsan şampiyon olduğu zaman kendi bileğinin çok güçlü olduğunu kimse yardım etmeden olduğunu, sanır. Oysa ne kadar yanlış. Dünya da ilimsiz hocasız teknik adamsız bir yere bir başarıya ulaşan ne görüldü nede duyuldu. Güreş sporu yaparak güreşe büyük bir manevi hava katan Sevgili peygamberimiz Hz.Muhammed  (SAV) ilim Çin de ise de git ara bul öğren’ diyerek söylemiş olduğu hadisin muhtevası her şeyi özetlemektedir.1990’lı yıllarda Türk milli takımı ile  Rusya’nın Dağıstan cumhuriyetinde 20 günlük bir kampa gitmiştim. Orada yapılan çalışmaları izledim. Minder üzerinde boş duran antrenöre sordum sen neden sporcuları çalıştırmıyorsun. Antrenör bana dönerek şunu söyledi "şu minderde çalışanları tanıyor musun? Evet, birçoğunu dünya minderlerinden tanıyorum. Onlar şampiyon olmuş eski güreşçiler haftada 4-5 gün salona gelirler. Her birisinin çok büyük başarısı var. Her bir şampiyon ağabeyim bir tane çocuğun elinden tutuyor ve bir antrenman boyu beraber çalışıyorlar. O zaman benim yapacağım  bir iş kalmıyor demişti.

            Evet, bu söz üzerine hayretlerde kaldım. Türkiye’mizde  yüzlerce şampiyon olmuş sporcu var hiç birisinden ben bu güne kadar böyle bir hareket görmedim. Sporu yaparak şöhret yakalayan birçok şampiyon  sanki ulaşılmaz bir dağ zirvesi gibi kendisini görür. Bilemez ki kendi bulunduğu bu zirveye kendini getiren spora bir ahde vefa borcu olduğunu. Uzun sözün kısası her türlü spor branşında başarı yakalayan insan kendisine şan şöhret kazandıran bu branşa mutlaka ahde vefa gereği hizmet döndürmek zorundadır. Bu  bana göre vicdani bir borçtur. Türkiye genelinde birçok ilde yaptığımız araştırmalarda birçok ilimizde güreş, basketbol, voleybol kökenli  yüzlerce  Beden eğitimi öğretmeni olduğunu duymaktayız. Hani diyorum ya her öğretmen okulundan  20 ve 30 kişi güreşe yönlendirse bu gün Türk güreşinde alt yapı diye bir problem kalmaz. Ama ne yazık ki Türkiye genelinde baktığımızda  başarı yakalayan insanlar maalesef o spora  tekrar geri hizmet etmediklerini Tüm Türkiye genelindeki araştırmalardan rahat bir şekilde görmekteyiz.

 Son kelam olarak, tüm ülke sporları başarılı insanların sırtında yürümektedir. Şampiyonlar ve başarılı insanlar toplumun önünde çok büyük değere sahip insanlardır. O nedenle yeni neslin spora yönlenmesinde  Türkiye genelindeki tüm şampiyonların vereceği sportif mesajlar çok önemlidir. Yani kendisini bir yere getiren spor branşına mutlaka ahde vefa gereği küçükte olsa bir hizmet getirmesi lazımdır. Çünkü bu  ülkemiz sporu için çok elzemdir.