Kitabı tanımlamamız gerekiyor. Kitap nedir? Beş harften oluşan bu kelimenin zihnimizde meydana getirdiği çağrışım somut şekillerle kendisini nasıl ifade ediyor?
Çocukluk döneminde, ilkokul vakitlerinin çantamıza yerleştirdiğimiz o güzel dostlarının bir ömüre sığmayacağını nereden bilebirdik ki. Alfabe öğrenimi akabinde kelimelerin büyülü dünyasına neler verdik. Soyut dünyadan ayakları yere basan bir âleme merhaba dedik ve bunu kitapla yapabilmenin onurunu yaşadık. Kitaplara mı sığınalım ya da hayatı onlara mı taşıyalım?
Kitap ile yaşadığımız zaman arasında kitabın lehine tasarruflarımız olmalıdır. Artık başkaları ne derse desin biz kitaplı hayat doğrularından hareket etmeli, bunun için de her halükârda bir kitap tanımı yapmalıyız.
Kitaplı toplum olmanın ayrıcalığını tanımlayan fertlerin hareketleri daha bilinçli olacaktır. Bizleri yaşatan değerlerin başında kitap geliyorsa bu nokta büyük hareketlere ivme veren odak, okuru can evinden yakalayan hikmetdir. Kitaba bakış açımız tam net değil. Son yüzyıl boyunca kültürel önderlerimizin kitap merkezinden uzakta olmaları ne büyük kayıp.
Elimize aldığımız her kitapla kendi karanlığımızı biraz daha aydınlatır, insan olmanın mecrasında başımıza gelenleri bir bir anmanın kazancını paylaşırız. Ne kadar çok kitap tanıyorsak bilin ki kendi dünyamız o kadar aydınlık olacaktır. Kitaba dost sıcaklığı ile eğilelim. Yürek atışlarımızla kitaplara can verelim, avuçlarımızın sıcaklığı ile kitabı her türlü tehlikelerden kurtaralım.