Urfa sıra gecelerini dinliyorum koronalı ve ramazan günlerinde. Ee, insanı dinlendiriyor. Müzik de ruhun gıdası ya, bu gıda ile yazı yazmak da keyifli oluyor hani. Şarkılarla türkülerle geçen zaman diliminde, gazete okuyarak, bulmaca çözerek vakit öldürürken, artık pandemi ile ilgili tartışma programlarını, haberlerini izlemekten gına geldi.
Yeter diyorsun, isyan ediyorsun. Herkes ekranda, allam-ı cihan kesilirken, sinir katsayılarınız artıyor, belki oruçlarınız bile mekruh oluyor. Eh, mübarek hava da kasvetli zaten, bir açık bir kapalı. Bir yağmurlu, bir hafif rüzgarlı derken, daralıyorsunuz artık.
Sıra gecelerinden söz açmışken, gözüme takılan bir ismi göz ardı edemez, yok yayamazdım. Hani filmlerde, dizilerde olur ya, senaristi, yapımcısı, oyuncuları vs…
*
Yine bir sıra gecesini izlerken internet üzerinden, baktım değerli kardeşim, eski patronum Aslan DEVEBOYNU ismi ile karşılaştım. O’nun DE-KA Yapım diye bir müzik şirketinin olduğunu biliyordum. Ki bu firmaya bağlı sanatçıları da…
Karşımda, Sıra Gecesi Programının prodüktörü Aslan DEVEBOYNU ismi ile karşılaşınca, bir zamanlar MANŞET Gazetesinin kurucusu ve 3 yıl çıkaranı olarak arkadaşım ile bir kere daha gurur duydum.
Bu şehirde, yediden yetmişe herkes tanır onu.
Çekirdekten gelme. Tırnakları ile kazıya kazıya geldi bugünlere. Tabla üzerinde kaset sattığı günleri unutmadı. Unutmazken de geldiği yeri hiç aklından çıkartmadı ve kendisini alıp yücelere yığmadı. Neyse o olduğunu her platformda, ortamda ortaya koydu.
DE-KA firmasına çok sanatçı kazandırdı. Sesi güzel olanların elinden tuttu, onları şöhret yaptı. Şöhret yaptığı sanatçılar zirveye adım adım ilerlerken Deveboynu da sektördeki işini büyüttü, iletişim firmalarının bayiliğini üstlendi, yeni şubeleri ile büyüyen bir işadamı haline geldi.
*
Aslan Deveboynu büyürken küçülmesini bilen nadir insanlardan. Hiçbir zaman varlığı ile öğünmedi. Bugün gazete sahibi ama ‘ben gazeteci değilim’ diyebilecek kadar da alçakgönüllü.
Ama basın camiasını içinde barındıran bir cemiyetinde başkanı sıfatıyla, basını temsil ediyor başarı ile.
Gönlü açık, sofrası açık bir kardeşimiz. Seneler önce çıkarttığım, kurucusu olduğum MANŞET Gazetesinde bile bugün zevkle, gururla ve keyifle yazı yazarken, o özel idare binasının 4. katındaki hatıralarım daha dün gibi capcanlı.
O zaman çok değerli kardeşlerimle çalıştım. Çok elaman yetiştirdik, çok kişiyi bu sektöre kazandırdık. Çok kişide emeğimin olmasından da ayrıca büyük mutluluk duyduğumu belirtmeden geçemezken, eski patronumla, can arkadaşım ile zaman zaman birçok yerlere yolculuk yaptık.
*
O’nun en büyük hayali bir televizyon kurmaktı. Bunun için dosyalar bile götürmüştük Ankara’ya birlikte. Ama nasip olmadı, kısmet değilmiş.
Sıra gecelerinden söz etmişken, internet üzerinden dinlerken Halil Kendirli ismi çarptı gözüme. Bu usta yorumcu bendenizi evinde misafir etmiş, ben de onun müzik ve hayat hikâyesini gazeteye taşımıştım vakti zamanında.
Sesi ve kendisi güzel insan Halil Kendirli baba adamdı, güngörmüş insandı.
Allah ömrünü uzun etsin hayatta ise.
*
Bugün şehrimizde 2 günlük gazete var. Aradan seneler geçti ve MANŞET dimdik ayakta. Özgür, bağımsız siyasi gazete.
Gazetenin sahibi Aslan Deveboynu kadar bu gazeteye emek veren, eğitimli, üstelik yabancı dili de olan oğlu Abdullah Deveboynu da ciddi katkılar sağladı, sağlamaya devam ediyor.
Haberleri ile gündem oluşturan gazetenin başında da uzun senelerdir tanıdığım, efendiliğine ve gençliğine eyvallah dediğim, gençliğini ve enerjisini sarf eden Mahmut Beyaz var.
Daha okunabilir, daha çok aranabilir bağımsız bir gazete için çırpınan diğer arkadaşlarım da var 4. katta çalışan. Acar muhabir Ahmet Güneçıkan, Mesut Benli, grafiker Orhan Demir ve diğer çalışanları seviyorum, onlara da başarılar diliyorum.