Ateşten Gömlek. Kurtuluş Savaşı üzerine yazılan ilk roman. Yazarı da Halide Edip Adıvar.
Birinci Dünya Savaşı’nın ardından başlayan ve Kurtuluş Savaşı ile devam eden mücadele yılarını anlatan kitaptır Ateşten Gömlek. Kurtuluş Savaşı’nın ateşten gömleğinin içinden çıkmış bir roman. Her birini yakından tanıdığı roman kişilerini, yani silah arkadaşlarını içtenlikle, çağına ve yaşanan acı olaylara sorumlulukla tanıklık ederek anlatıyor.
*
Bu tarihi ve gerçek kokan bilgilerden sonra gelelim 19 Kasım’da kazanılan savaşa, bu yarışta etkin rol oynayan oyunculara, galip gelinmesi için tüm stratejileri, zamanı ve dinamikleri devreye koyan unsurlara…
Mücadele kolay verilmiyor. Fatura kesiyorlar, bedel ödüyorsun. Belki zayiat bile verdiğin olmuştur. Bunlar savaşın, mücadelenin, oyunların kaderinde var. Zaten bir savaşa, bir oyuna, bir mücadeleye giren her türlü riski göze alacaktır, almazsa, cesareti yok demektir.
Savaşı, oyunu mükemmel yönetemezseniz, stratejiyi iyi belirleyemezseniz, oyuncuları oyuna motive edemezseniz, takım ve ekip ruhu denilen algıyı dengede tutamazsanız, sizi destekleyen ve sizden ümit bekleyen taraflara güven veremezseniz, girdiğiniz hiçbir oyunun, savaşın hükmü yoktur ve kaybetmeye mecbur, mahkûmsunuz!
*
Yok seçim son güne bırakıldı, yok adayların oy pusula renkleri gerginliği tırmandı, yok atılan çirkin iftiralar, yalan ve dedikoduya dayalı iddialar geride kaldı.
Şimdi tek bir gerçek var karşımızda, yüz yüze kaldığımız, o da Mustafa Buluntu ve ekibini bu mücadeleden zaferle çıktığı…
Aylar önce başlattığı yarış için güçlü bir ekip kurdu. Bu yarışta başrol oynayan, tüm mesaisini, tüm zamanını ve imkânlarını yanında yer aldıkları, destekledikleri Buluntu için seferber eden sadık, vefakâr arkadaşlarının isimlerini yazarsam ayıp olur.
Seçimler, destekler ve oylar gönül işi. Kimseye zorla yaptıramazsın!
*
Artık yeni bir döneme girildi. Dağ gibi sorunlar Başkan Buluntu’yu beklerken, tabi elinde sihirli değnek yok, şişeden cin çıkartacak da değil bir çırpıda, Alaaddin’in sihirli lambası gibi bir dokunuşta halledecek değil meseleleri. Zamana yaymak gerekiyor.
Gelelim ateşten gömlek meselesine, Ticaret ve Sanayi Odasının çiçeği burnundaki Başkanı sayın Mustafa Buluntu’nun zafer şarkılarını söylemesindeki gerçeğin öbür yüzüne. Yani madalyonun arka tarafına.
Bir dostumun dediği gibi, ‘Maraş’ın yükü ağır!’
Sayın Başkan kucağında dağ gibi sorunlar bulacak. Seçmene, üyelere ve sanayicilere, tüccarlara, ticaret erbaplarına ve halka verdiği sözleri, hayata geçirmek için öne sürdüğü projeleri şimdilik bir tarafa bırakıyorum, asıl meseleye gelecek olursam…
EXPO 2023’e girerken, sağlıklı uçuşların yaşanmadığı ve rezaletin her geçen gün arttığı havaalanı ve konaklama meselesi… Ne İstanbul-Kahramanmaraş, ne Ankara Kahramanmaraş uçak seferleri gerçekleşemiyor, adına hava muhalefeti kılıfı uyduruluyor, hooop, soluğu komşu Gaziantep’te alıyorsunuz.
Gel git, ayrı rezalet. Nereye ve ne zamana kadar sürer, Kibariye nereden bilsin, Allah bilir!
*
Tutturdular aylardır bir ILS cihazı. Nasıl bir aygıt ise, bir türlü yerini ve sahibini bulamadı. Bulunursa ikramiye verecekler herhalde!
Rahmetli Mehmet Balduk döneminde ILS cihazı da yoktu, ki ne olduğunu bilen de yoktu, ama uçuşlarda aksama olmuyordu. Pist şimdikinden daha kısa, bina daha yetersizdi. 60 dönümlük bir alanın kamulaştırılması bile gündemde yoktu, hatta uçuşlar için problem olduğu iddia edilen kavşaktaki Sezal’ların akaryakıt istasyonu da kabak gibi yerinde duruyordu.
Eeee, ne oldu, ne değişti de şimdi yağmur yok, kar yok, fırtına yok, uçaklar inmiyor, kalkamıyor! Bunun altında yatan başka, bizim bilmediğimiz sebepler mi var! Varsa bunu çözecek olan sadece TSO değil, siyasilerdir, STK’ları ve bürokrasidir.
Biraz da onlar elini taşın altına koysunlar!
Ve…. Ve Tomsuklu OSB ile Islah OSB…
Zehir akan Aksu Çayı’na müdahale, temizliği ve arıtma…
*
Bir ara notu düşeyim; artık şu ziyaretler, hayırlı olsun muhabbetleri, başarı dilek temennileri bitsin de, Başkan ve arkadaşları işlerine baksınlar.
Bir rahat bırakın!
*
Hayata geçirilmek için bekleyen projeler için okey, zamana ihtiyaç var. Onu anlarım. Ama bırakın 6 ayı, bir ay bile beklenecek zamanı olmayan meseleler var. Başkan Buluntu için ateşten gömlek giydi demem ondan. Başarabilir mi, neden olmasın! Onun için herkes inandı, herkes oy verdi, destek oldu!
İnancım odur ki, Buluntu da bu güveni, bu beklentileri boşa çıkartmayacaktır!
Şu gerçek, Maraş’ın yükü ağır. Tamam da bu yükün hepsini Buluntu’nun sırtına yüklemek ne kadar adil, ne kadar doğru. Çok da haksızlık etmemek lazım! Şimdilik ona destek verme zamanı.
Peki, ateşten gömleği giymek sadece Başkan Buluntu’nun mu kaderi olacak!
Bütün yükü, bütün sorumluluğu ona mı yükleyecektik? Hani bölüşmek sevaptı, bölüştükçe sıkıntılar azalırdı, hani kazanan Kahramanmaraş olacaktı.
Hani sevdamız Kahramanmaraş idi, hani her şey Kahramanmaraş içindi…
Laf ola beri gele!