Son günlerde özellikle de sosyal medyada kadın mı bayan mı noktasında tartışmalar dikkatimi çekiyor. Tabi sosyal medyadaki tartışmada ilk göze çarpan kibarlıktan doğan niyet meselesiydi. Bayan demek hem kibarlık, hem de iyi niyet göstergesi olabilirdi. Kibar olma niyetiyle bayan diyen birine biz nasıl “Bayan değil, kadın” diyebilirdik ki? Hele de bize “Bunu söyleyen kişinin niyetine bakmak lazım. İnsanların dillerine yerleşmiş kelimeler ile gerçek niyetlerini ayrıştırmak lazım” diyen erkekler karşımızda bekliyorken. Bunu duyunca insanın, “Hakikaten ya, ne doğru dedin arkadaş” diyesi geliyor. Evet, bayan diyen kişiler kibarlık için böyle diyor olabilir. Peki bu durum gerçekten de iyi niyet meselesiyle açıklanabilir mi?

Kibarlık olsun diye söylenen bayan kelimesi aslında kadını cinsel kimliğinden uzak tutan erkek egemen zihniyetin dile yansımasının bir sonucudur ve her seferinde tercih edilen bu sözcük, utandığımız, kabullenmediğimiz bir durumdan kaçmak için kullandığımız toplumsal bir zihniyetin ürünüdür. Kısaca bu durum kadın cinselliğinin yok sayılması, kadının cinsel kimliğinden uzaklaştırılması ve kadın kelimesinin utanılacak bir kelime olarak görülmesi olarak yorumlanabilir.

***

Öte yandan bir birey kadın yerine bayan demeyi neden kibarlık olarak görmektedir? Bunun en büyük sebebi, bayan kelimesinin kibarlığı temsil eden, kadının ise kaçınılması gereken ve kabalık içeren bir kelime olarak görülmesidir. Peki cinsiyeti tanımlayan kadın kelimesi nasıl kaba olabilir? Kız-kadın ayrımı yapmadığından daha nötr olduğu ve kadın cinselliğine dair atıf içermediği iddia edilen bayan kelimesi, bu ‘kabalığın’ üstünü örterek kadın kelimesinin kullanılmasının toplumda yaratacağı gerginliğin önünü almış olur. Peki aynı şekilde erkek kelimesi kaba mıdır? Bir erkeğin cinsiyetini ya da cinselliğini tanımla(ma)mak için erkek yerine ‘bay’ kullanılır mı? Erkek olarak hitap edilmek hiç utanılacak bir durum olur mu?

Bu sorunun ‘altı üstü kadın yerine bayan denmesi’ gibi önemsiz, anlamsız ya da sadece söylemsel bir sorun olmadığını söylemek de mümkündür. Tam da bu noktada dil ve düşünce ilişkisinden bahsetmekte fayda var.

***

TDK, kadın kelimesini, “isim Erişkin dişi insan, hatun, hatun kişi, zen. sıfat Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan” olarak tanımlıyor. Bayan ise TDK’da, “Kadınların ad veya soyadlarının önüne getirilen saygı ve Kadınlara bir seslenme sözü” tanımlanıyor. TKD’dan da yola çıkarak biz artık bayan diyerek kadınlarımızı güçsüz göstermeyelim, kadın olarak seslenelim. Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan tanımının biz kadınları daha iyi anlattığına inanıyorum.

10 MADDEDE BAYAN-KADIN!

1. İki cinsiyet vardır: Kadın ve Erkek.

2. Bayan yalnızca bir hitap şeklidir. Cinsiyet yerine kullanılamaz.

3. Yolda bir kadınla konuşmanız gerektiğinde elbette, “kadın/karı/kız/hatun bakar mısınız?” demeyeceksiniz. “Erkek/adam/herif bakar mısınız?” diyor musunuz? Hayır. Demek ki konu hitap yerine geçen “bayan” değil; cinsiyet yerine kullanılan “bayan.”

4. Yalnızca hitapla kısıtlı durumlarda, “Hanımefendi ya da bayan” diyebilirsiniz. Ki bir kadın olarak şahsi önerim, "hanımefendi" diye hitap edilmesidir.

5. Bir erkeğe, “erkek” denildiği durumlarda, kadına da “kadın” denilir.

“Bayanlar kırılgandır ama erkekler dayanıklıdır,” “Erkekler tuvaleti sağda, bayanlar solda” denilemez. Bilgi formlarında cinsiyetinizi belirtmeniz gereken yerde genelde iki hane vardır. Bunlardan biri “bayan” diğeri “erkek” şeklinde görünüyorsa, o formu doldurmayın.

6. Bayanlar reyonu/ bayan milletvekilleri/ bayanlar voleybol takımı/ bayanlar tuvaleti gibi birliktelikler yanlış, onları lütfen ayırın.

7. Kız diye de bir cinsiyet de yoktur. Kadın/Erkek; tıp dilinde “Dişi/Erkek” olarak geçer. Bunların küçük boylarına kız/oğlan denir.

8. Ayıp olan “kadın” demek değil; kadın kelimesinin çağrışımlarını “ayıp” bulup, bir cinsiyeti nazikleştirmeye ya da “bayanlaştırmaya” çalışmaktır. Bayan, kadın olmanın ayıp sanıldığı ve sayıldığı tutucu anlayışın kelimesidir.

9. “Büyütecek ne var!” demeyin. Üniversitedeyken hocam Tuna Erdem, “bayan” sözcüğünü kullananların kâğıdını okumaz, doğrudan “F” verirdi. O yüzden ben büyüttüm. Siz de büyütün ki azalarak bitsin.

10. Yine karıştırırsanız, şuradan aklınıza gelsin: Günün adı, “8 Mart Dünya Bayanlar Günü” değil; “8 Mart Dünya Kadınlar Günü.”