Tabi ki dersimiz matematik değil. Hele hele Ticaret Lisesinde en nefret ettiğim ders iken, kalkıp da burada 4 işlemden söz edecek değilim. Okuldan nasıl mezun oldum, ben de şaşırıyorum.
Peki gündem deprem iken, pahalılık iken, ekmek zammı iken, seçim startı verilmiş iken 4 işlem ne alaka! Sonra 4 işlemin günümüzde ne ilgisi, bağlantısı olacak? Haklısınız! Hemen savunmaya geçiyor, maraza çıkmasın diye asıl meseleye geliyorum.
*
Sormasam ayıp olacak, içimde kalacak! Çarpmayı, toplamayı, çıkartma ve bölmeyi en iyi kim bilir, kim uygular! Bu işte usta kim, eline su dökemeyeceğimiz bir kesim var mı, 4 işlemi bir çırpıda halledebilecek yetenekte kimler olabilir?
Çarparken toplayan, toplarken çıkartan, hiçbirini yapamazsa bölme konusunda kendilerine laf söyletmeyen kesim hangisi…
Durun bir dakika!
Suçu, topu esnafın üzerine atmayın!
Sanayiciye bu mesele ile hiç bulaştırmayın!
Bürokrasiyi sakın ola ki bu işe karıştırmayın!
Hele hele gazeteci camiasını günah keçisi ilan edip, ‘tamam işte, bu 4 işlemi en iyi bilen bunlar!’ deyip işin içinden kurtulacağınızı zannetmeyin!
Kim kalıyor geriye?
Söylüyorum!
*
Evet, söylüyorum, siyasiler…
Ne topladıklarında hayır var, ne çıkarttıklarında, ne çarpmalarında, ne de bölmelerinde. Zaten karpuz gibi ikiye bölündük, bir tarafımız kan kırmızı çıkarken, bir taraf kelek çıktı. Bir taraf lezzetinden yenmezken, diğer yarısı samana benzedi.
Para da boşa gitti böylece!
Diyorsunuz, sabırsızlanıyorsun, farkındayım, “Yahu gazeteci abi, yine bilmece gibi yazıyorsun, vallahi sabrımızın sınırını da zorladığını bil. Ne diyeceksen söyle, lafı lastik gibi uzatıp da sinir katsayımızı artırma!’
Biraz sinir, biraz öfke, biraz tehdit patlaması var bunda!
*
Haydi çarpmayı, toplamayı, çıkartmayı koydum bir kenara da, bölme meselesinde usta kim, bu meselede mahir olan birini, birilerini gösterin!
Bakın, mahir dedim de, AK Parti Gurup Başkanvekilimiz sayın Mahir Ünal, bir yayın esnasında, elinde kupa bardak, ‘Yahu eskiden bırakın suyu, bardak mı vardı?’ diyerek dalga geçerken, kendisine, seneler önce Beykoz’daki Paşabahçe’yi hatırlatmak istiyorum.
Aklımızla dalga geçme, bizi şapşal etme, bizi aptal yerine koyma gözünün yağını yiyeyim!
Sayın Ünal, bu ülkede çok şükür su da var, bardak da vardı. Ancak meyin olmadığını söylersem bana kızacaksınız yine!
*
Valla size yemin olsun, okullarda matematik dersinin kaldırılmasını öneriyorum. Zaten 20 yılda 9 milli eğitim bakanı değişti, her gelen eğitimi labirente çevirdi, içinden çıkılmaz hale taşıdı, en iyisi ya şu okulları kapatın, ya da çarpma, bölme, (bölme bizim işimiz, karışmayın diyorsanız) çıkartma ve toplama derdinden kurtulalım diyorsanız, ders kitaplarından matematiği kaldırın!
Beni de karpuz yerine koymayın! Ha, kelek değilim ha, onu da belirteyim de maraza çıkmasın!
Son sözüm; toplamayı severim, bölmeden nefret ederim, çıkartmayı hayatımın hiçbir karesinde denemem, ama iş çarpmaya gelince, bir çarpar, kamyon çarpmışa dönderirim!
Kaporta maporta kalmaz alimallah!