-Eğitim ailede başlar. Bu şüphesiz ki her zaman da doğru kabul edilmiştir.
-O zaman biz ailelere büyük bir sorumluluk düşüyor.
-Peki, çocuklarımızı eğitirken, yetiştirirken neleri yanlış yapıyoruz da bugün içerisinde yaşadığımız toplumda neden git gide yaşanmaz bir hale geldi?
-Yaşadığımız toplumun birer parçasıyız.
-Kendi çocuklarımıza onca emek verip (maddi-manevi) iyi birer insan olmaları adına çabalıyoruz.
-Peki, sadece kendi çocuğumuzun iyi halinden mi sorumlu olmalıyız. Sadece kendi yetiştirdiğimiz çocuğun iyi olması toplum huzuru için yeterli midir?
Bir öğretmen gözü ile veli-öğretmen görüşmelerinin genel bir değerlendirmesini yaparsak;
İlkokul, ortaokul ya da lisede okuyan çocuklarımızın ara ara öğretmen görüşmeleri olur.
-Gittiğimiz öğretmen görüşmelerinde veli olarak sorduğumuz ilk soru genellikle sınavdan kaç puan aldığı, derslerinin genelde nasıl olduğudur.
-Bir ikinci soru ise sınıfta başarı sıralamasında kaçıncı sırada olduğudur.
-Çünkü biz yetişkinler sayısal verilere çocuğumuzun arkadaşları ile uyumunun nasıl olduğundan, okulda ya da ailesinden öğrendiklerini sosyal hayatında ne kadar uygulayıp uygulayamadığından çok daha fazla önem veririz.