Dün sosyal sayfamda bu soruyu sordum size ve 3 de seçenek sundum.
Malum, geçtiğimiz günlerde, Batıpark Çim sahasında, Dulkadiroğlu Belediyesi, Türkiye Geleneksel Spor Dallarınca organize edilen, sponsorluğunu da yine kervan@alpedo’nun (Sami Kervancıoğlu) yaptığı yarışmada en harika peşrevi kim çekti, kim birinci oldu, bilmiyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse ve samimi itirafımdır, çok da merak etmedim.
Her ne kadar güreşi sevsem de, şimdiye kadar böyle bir yarışma ilk kez düzenlenmişti. Lakin geçirdiğim cerrahi operasyon sebebiyle, kendimi dinlenmeye aldığım için, gitme imkânım, fırsatım olmadı.
*
Yazıyı fazla uzatıp kafanızı şişirmek niyetinde de değilim.
Soruyorum, en mükemmel peşrevi kimlere çeker?
Siyasiler mi?…
Belediye başkanları mı?…
Gazeteciler mi?
*
Sorular çok basit, çok masum, üstelik üniversite soruları kadar da zor değil.
Peşrevin ne olduğunu anlattırmayın bana isterseniz!
Kiminiz siyasilerin bu meselede eline su dökemeyeceğini iddia etse de, belediye başkanlarının bu meselede daha mahir olduğu iddia edilir.
Peki ya gazeteciler! Haa, işte zurnanın zırt dediği yere geldik. Aramızda Allah yalanı sevmez, peşrev kadar elense çekmeyi başaran arkadaşlarımız yok değil.
*
Belediye başkanlarına gelince… Zaman zaman öyle peşrev çekiyorlar ki, merhum Aliço veya Kurtdereli Mehmet, Hergeleci İbrahim gelip görse, ağızları bir karış açık kalırdı?
Siyasetçileri görselerdi, “Vay canına be, bunlar ne ara bizim mesleği öğrenmişler. Bizden de iyi peşrev ustası olmuşlar, aferin valla!” diyecekler, emin olun.
Belediye başkanlarının da bu meselede usta olduğunu görseler, peşrev kadar elense, çangalda da usta olduklarını görürler ki, “Keşke bunların zamanında yaşasaydık da biraz kurs görseydik, ders alsaydık!” diyeceklerine adım gibi eminim.
*
Bu meseleye ne için balıklama daldığıma gelince…
14 Temmuz günü, İYİ Parti il başkan adayı, sevdiğimiz dostumuz Av. Ahmet Çabukel, (inşallah milletvekili olur da Meclis’e gidersin) Şekerdere Bulvarı üzerindeki parti binasında, partisinin ilk seçimlerde Kahramanmaraş’tan 4 milletvekili çıkartacağını ileri sürmüş, iddia etmiş.
Aman sevgili başkanım, gözünü seveyim, büyük lokma ye, büyük söz söyleme!
Tut ki yarın seçim oldu, partiniz 4 milletvekili çıkarttı, olacak şey değil ya, hadi oldu diyelim gönlün kalmasın, paşa gönlün hoş olsun, atom karınca Sayın Ali Öztunç’u nereye koyacaksın azizim?
Sefer Aycan’a yer bırakmadın!
Habibe Öçal’ı da kapının ağzına koydun!
İmkan Kılıç’ı da siliverdin bir anda.
Celalettin Güvenç’i de yok hükmünde gördün.
Valla sana bir ağabey tavsiyesi, meslektaşın Sayın Ahmet Özdemir’in gözüne gözükme! Es kaza görürsen kaldırım değiştir, görmezden gel, sakın karşısına çıkma!
Gerçi vurduyu kırdıyı, kavgayı sevmeyen birisi ama eminim eline sopayı alıp seni Bahtiyar Yokuşu‘na doğru kovalarsa şaşırma!
Elinden gelse adamlara ekmek vermeyeceksin!
Yapma böyle gözünü sevem, yapma!
*
Bilirdim, bilirdim de, peşrevde bu kadar usta olduğunu yeni öğrendim. Şaşırttın beni iki gözüm!